Üç Sanvuar Bezik

Bana dogru yürüyen, yerlere kadar uzanan bol bir yagmurluk giymis, kapüsonu çekili oldugu için semsiyesini de elinde tasiyan, oldukça güzel bir kadin çarpmisti gözüme. Basak sarisi saçlarini omuzlarindan asagi birakmis, minicik eteginin altindaki güzelim bacaklarini birbirinin önüne atarak adimlayan, daracik bluzunun altindaki isyankâr memelerini her adimda hoplatan, çok güzel bir kadindi gerçekten ve ben de; saydam yagmurluk giymis bütün güzel kadinlara, bayilirdim zaten… Daha iyi görebilmek için, islanmasin diye cebime koydugum gözlüklerimi çikarip takmistim. Bana mi bakiyordu sanki ne… "Ayni yönde gideceksek eger..." demisti, yanima gelince. "Semsiyemi açabilirim." "Üzgünüm…" diye mirildandim. "Beni bekleyen bir arkadasim var. Karsi kaldirima geçmek için, yagmurun dinmesini bekliyorum." "Arkadasiniz, benden güzel mi yoksa?" Suratindaki killari yillardir kesmeyen ve ineklerin bile yaklasmak istemeyecegi devasa bir öküz görüntüsündeki Erol, belirivermisti hayalimde birden… "Asla, güzel bayan…" "O halde?" "Dinlemem gereken dertleri varmis ama…" "Benim de anlatacak dertlerim vardir belki…" "Onu dinleyecegimi söylemistim, beni bekliyor." "Lütfen, çok dertliyim…" "Olmaz." "Lütfen ama…" "Tamam bee, anasini satayim. Cani cehenneme Erol'un!"Yagmur, firtina ve ötekiler... (Tanitim Bülteninden)