MÜELLİF MUKADDEMESİ
el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn... Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâMuhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn...
Racîm olan şeytanın şerrinden Allahu Teâlâ hazretlerine sığınır; Rahmân ve Rahîm olan Allah celle ve alâ hazretlerinin ism-i şerîfi ni yâd ile bu eseri yazmaya başlarım. Sebebi şudur ki;
Bu âleme gelen her canlı, muayyen ve mukadder olan ömrünü bitirir ve mecburen geldiği bu âlemi terk edip bir daha gelmemek üzere gider. Bu herkes tarafından görülmekte ve bilinmektedir. Ancak buradaki kalış müddetince yaptığı iyilik veya kötülüğü de kendisiyle beraber gitmektedir ki artık bundan sonra yapacağı hiçbir şey kalmamıştır.
Yalnız şu var ki üç ameli onun hesabına, kıyamete kadar yaşamakta devam edecektir.
Bunlardan birisi sadaka-i câriyesidir ki bunlar sağlığında yaptırdığı cami, mektep, medrese, hastane ve benzeri, insanlara faydalı tesislerle çeşmeler, köprüler ve sâir hayırlardır. Diğer taraftan, günahı mûcib kötü âdet ve an'aneler ve küfrü mûcib fena ameller işlerse bütün bunlar da sadaka-i câriye gibi defter-i âmâline günah olarak yazılır durur.
İkincisi ilm-i nâfi'dir ki (faydalı ilim) bırakılan ilmî eserler bu meyanda zikrolunabilir.
Üçüncüsü arkasından kendisi için dua edecek ve başkalarının da hayır dua ile anmasına vesile olacak salih bir evlat bırakmaktır
Bu fakîr-i pürtaksîr kardeşiniz de, ihvân-ı müslimîne bir hediye kalmak ve bundan sonra hayırla yâdımıza vesile olmak ümidiyle şu kitapçığı yazmaya cesaret ettim. "Her cahil cesur olur." fehvâsınca, vâki olacak hata ve kusurlarımın affını ve erbâbı tarafından da tashihini ayrıca rica ederim.
Mehmed Zahid KOTKU (Rh.a)
---
MUKADDEME
Elinizdeki bu eser, ahlâk eğitiminin ciddi bir şekilde mevzubahis edildiği, mekteplere ahlâk dersleri konulduğu bir zamanda telif edilmiş, çok büyük bir rağbete mazhar olmuştur.
Üstâdımız, babamız müellif Mehmed Zahid Kotku rahmetullahi aleyh hazretleri, eserini tekellüften, tasannûdan, tefennünden âzâde, samimi bir üslup ile kaleme almıştır. Öyle ki onu tanıyanlar kitabı okurken onu görüyor, konuşmasını duyuyor gibi olurlar.
Bu eser, nazarî olarak bir kitap yazmış olmak için kaleme sarılıp masa başına oturup kaynakları karıştırıp derlenmemiştir. Daha ziyade, kıymetli müellifi nin müşahedelerini, hayat tecrübelerini, engin irfanının meyvelerini aksettirir. Bahisler, hatıra düştükçe zaman zaman yazılmıştır; gâh gelen bir ziyaretçi, gâh bir şikayet, gâh görülen bir kusur ve hata, gâh bir haber, ilham ve hareket kaynağı olmuştur. Onun için, içinde hayata bağlılıktan doğan müstesnâ bir canlılık, tabiîlik ve samimiyet vardır.
Eserde iddia değil, faydalı olma gayesi esas olduğundan, uygun ve faydalı bulunan yerlerden uzun iktibaslar yapılmakta bir beis görülmemiştir.
Merhum, eserini büyük boy, çizgisiz, kalın, beyaz defterlere eski yazıyla yazardı. Bunlar sonra başkaları tarafından daktilo edilirdi. Yazdığı yeni bahisleri gelen ziyaretçilere okurdu. Toplantılarda basılan eserlerinden okutur, kendisi de dinler, bazen de "Şöyle ilave edin." diye buyururdu.
Üstâdımızın bu mühim eserinin, okuyanlara feyz bahşetmesini; günahları ve ahlâk-ı rezîleyi terke, mânevî kemâlâtı ve güzel ahlâkı kesbe rehber olmasını candan temenni ederiz. Mevlâ, müellifi nin ruhunu şâd ve mesrûr, merkad-ı pâkini pür-nûr, mânevî makâmını âlâ eylesin...Âmîn. Bi-hürmeti seyyidi'l-mürselîn sallallahu aleyhi ve sellem.
Prof. Dr. M. Es'ad Coşan (Rh.a.)
Yayınevi
Server Yayınları
Sayfa Sayısı
264 + 332 + 312 + 326 + 310