“Sen Elif isen ben Vav’im
Birak gözyasini silen ben olayim.”
Sessizlik tasiyamadi bu sesi ötelere. Masuga ulasamayan serzenis yüzünde, bir serkeslik olusturdu. Aci ile kapandi vakarli göz kapaklari. Bir umut kaldi geriye sadece!
O da; belki rüzgârlar kokusunu tasirdi yüregine! Bekledi… Bekledi… Zaman bir an dursa belki beklemeklik bitecekti. Adim adim baskalikla bir yürüyüs basladi.
Bir adim sukut. Bir adim ehadiyet. Durdu ve sordu: Nedir ehadiyet?
‘Vav’ denildi.
Bir adim daha o zaman; kulluk ve hiçlik. Çile ile hedef. Sabir ile edep. Çileyle yogrulan aciz kulun edeple donanmis nedametiyle… Önce niyet ve sonra alin secdede nihayetinde…
Yürüdü hu ile vesilesizlige…
Bir adim Hakkaniyet, bir adim Ulûhiyet, bir adim Tevhid, bir adim Nimet, bir adim Yarenlik, bir adim Vahdet, bir adim Zerafet, bir adim Ülfet. Ve Elif için baslayan yolculuk; ‘Vav tefekkürü’ ile son buldu. Lodos’ta süzülen bembeyaz nurani bir dost oldu. Kus degil de narin bir kelebekti adeta…
Herkes bu rüyaya kaptirmisti kendini. Izleyenler gördüklerine inanamiyordu. Dili tutulmustu herkesin…
Basarmisti Hezarfen Ahmet Çelebi…
Bir sevda ugruna binlercesinin hülyasini gerçek kilmak bir tek kula nasip olmustu.
Yazar Adı
Hatice Kübra İpek
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli