Roma Portre Sanatı -II (Ciltli)

Meslektaslara, ögrencilere ve ilgilenenlere yönelik hazirlamak arzusunda oldugumuz “Roma Portre Sanati” adli çalismamiz baslangiçta iki cilt olarak düsünülmüstü. Fakat ele aldigimiz konularin kapsami genisledikçe seriye eklenecek üçüncü cildin de gerekliligi ortaya çikti.Elinizdeki kitabin hazirlanmasinda yine birçok zorlukla karsilasildi. Bu zorluklarin basinda görsel veriler üzerine çalisan çogu arastirmacinin yasayabilecegi zorluk olan, görsel veriye ulasma zorlugudur. Daha önce de belirttigimiz gibi müzelerimizin kataloglarinin olmayisi nedeniyle gerek teshirde gerekse depolarda korunan eserlere ulasmak büyük güçlükler yaratmaktadir. Hele hele bazi müzelerimizin depolarina bir göz atmak, ABD’ye vize almak gibi zor ve neredeyse imkânsiz bir olaydir. Bu tür vizeyi aldiginizda da karsilasacaginiz durum eserlerin perisan halleridir.Kültür varliklarinin uzun yillar toprak altinda kalmalarindan kaynaklanan bir takim deformasyonlar ve bozulmaya yönelik lekelenmeler olusmaktadir. Bu lekelenmeler basit bir temizlik çalismasiyla giderilebilecek olmasina ragmen ne yazik ki eserlere “yaklasma yasagi” varmisçasina bu durum halen devam etmektedir. Elbette müzeler ve ören yerlerindeki bu sorunlarin giderilmesi için her seyden önce finansal sorunlarin çözülmesi gerekir. Fakat simdiye kadar gelmis geçmis hükümet politikalarinda bu yönde olumlu bir gelisme olmamistir. Zira Kültür Bakanligi’nin yillik genel bütçedeki payi % 1’in dahi altindadir. Bu yüzden müzelerimizde bakim ve onarim yapabilecek yetismis personel sayisi parmakla sayilacak kadar azdir. Bu konuyla baglantili olarak söz konusu eksiklikleri giderecek düsünceye sahip bilgi sahibi bürokratlar da ne yazik ki yoktur. Saydigimiz tüm bu nedenlerden dolayi gerek ören yerleri gerekse müzelerin teshir ve depo bölümlerinde ve özellikle de müze bahçelerinde sergilenen kültür varliklarinin çogu ne yazik ki “zekaret” dönemlerini yasamaktadirlar. Bundan dolayi insanin içinden “keske toprak altinda kalsalardi daha iyi olurdu !” demek geçiyor fakat denilemiyor. Zira eger toprak altinda kalsalardi, geçmisin tarihi, kültür tarihi ve sanati, bilimsel olarak açiklanip ortaya konulamazdi. Aslina bakilirsa dünyanin en zengin tarih ve kültür tarihine sahip olan Anadolu’nun bu zenginligi petrol veya uranyum yataklarina es deger sayilabilecek maddi ve manevi degerleri olan bir zenginlik olup islemesi ve isletilmesi için gereken sey bilgidir.Roma Portre Sanati I adli serinin ilk kitabinda da dile getirdigimiz gibi özellikle Türk arkeolog ve arkeoloji ögrencilerinin yararlanabileceklerini düsündügümüz bu çalismalar, arkeolog ve ögrencilerin yani sira müzelerde görevli meslektaslarin konuyla ilgili Türkçe kaynak ihtiyacini karsilayacagini umut etmekteyiz. Ramazan ÖZGAN