".. İtiraf edelim, havadan rant elde etmek hepimize çekici gelmektedir. Kitabıma Rantın Elli Tonu ismini vermemin ardındaki sebep de rantın bu karşı konulamaz çekiciliğine vurgu yapmaktı.."
Rant peşinde koşmak, rant amaçlı yapılaşmalara müsaade etmemek, rantla mücadele etmek.. gibi çarpık kentleşmenin müsebbibi olarak gösterilen rant hakkında hep olumsuz ifadeler dolanır durur etrafta. Sanki, K. Marks’tan beridir lanetlenen, olumsuzlanan ranttan yararlananlar değil, rant olgusunun kendisidir suçlu.! Herkesin ağzında sakız olmuştur bu tür beylik laflar
Fakat, acaba, rant denilen şey mutlak bir kötülük müdür? Olumlu, işe yarar yanları hiç yok mudur? Farklı boyutları, biçimleri, ve şehir plancılarının işine yarar tarafları olamaz mı? Araçsallaştırılamaz mı gerektiğinde? Bunca her türlü günahı sırtlanmış olan rant bir gühah keçisi mi ardında başka mekanizmaların, olumsuzlukların (ve beceriksizliklerin) yer aldığı? Rant, çarpıklıkların, adaletsizliklerin oluşumuna bir neden mi? Yoksa sonuç mudur? Bir gösterge, bir semptom mudur? Yoksa kentsel bir fizik yasası, bir olgu mudur basit anlamda? Ya da, bir tür kentsel enerji midir? Kentsel rant diye atıp tuttuğumuz lanetli olgu hakkında aslında ne kadar derin bilgimiz var? Rant, kentsel oluşumların yapı taşıdır, tutkalıdır; ayrılmaz bir parçasıdır. Balkondan düştüğümüz zaman, yer çekimi fizik kuralını ne kadar lanetleyebiliriz?!
Kentler her türlü somut maddi değerin yoğun olarak kümeleştiği mülkiyet pazarlarıdır; konut ve yapı stoklarıdırlar, ve toplamda inanılmaz boyutlarda belli ürün, varlık değerleri vardır, ancak kentin bir pazar yeri olma olgusu sanıldığının aksine oldukça komplike bir süreçtir... Kent sadece pazar yeri değil, kendisinin de pazar yeridir aynı zamanda...
Bu kitapta, kentsel rant öncelikle yargılanmadan tarafsızca anlaşılmaya çalışılmış, kafalardaki sorular masaya yatırılmış, spekülatif olumsuz boyutları yanısıra, plancı ve kent idarecilerine kullanabilecekleri olumlu yönleri de bazı örneklerle gösterilmiştir.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli