Osmanlı’nın Kayıp Atlası

Kurulus, yükselme, duraklama, gerileme ve çöküs... Üç kitaya yayilmis, onlarca ayri kültür, din, dil, ve etnisiteye sahip halklari 600 küsür yil beraberce yasatmayi basarmis bir cihan devletinin, kitaplarimizda içine sikistirildigi kalip bu. Bu kaliptan çiksa çiksa bir karikatür çikabilirdi, nitekim çikan da o olmustur.Peki neden yapilmistir bu beyin amaliyati? Bir daha bu topraklarda "Osmanli" benzeri bir olusumun ortaya çikmasi istenmemisti de ondan. Bu tehlikeli 'millet'in, ecdadinin bir zamanlar neler yaptigini ögrenirse sikistirildigi kaliplari kirmak gibi bir aliskanligi olur, bu da kurulmak istenen düzenin altina bomba koymak anlamina gelirdi. Onun içindir ki, Osmanli yillar yili kötülendi, asagilandi, küçük görüldü, artilari bile eksiye dönüstürüldü.Türkiye asirlik kaliplari birer birer kirarken, tarihinin buna eslik etmemesi düsünülemezdi. Bu hem tarihçiligin dünyada geldigi noktaya tersti, hem de Türkiye'nin yükseldigi konuma. Türkiye, hafizasina karikatürlestirilerek naksedilen geçmisinin mevcut konum ve rolüne ters düstügünü fark ederken, tarihçilik de fersude tarih anlatisinin küpünü çatlatiyor, yalanlari, efsanleri bir bir ortaya seriyor. Böylece hem biz ülke olarak çiktigimiz noktada Osmanli günesini daha eksiksiz görebilecek bir donanima kavusuyoruz, hem de tarih, kafamizdaki kaliplari yikarak bizi özgürlestiriyor.Mustafa Armagan tarihte nadir rastlanan bu kritik kavsakta kaleme aldigi Osman'linin Kayip Atlasi'nda, kaybettigimiz büyük haritayi, elimizdeki parçalarindan yola çikarak tasvir etme çabasinda. O 'kayip atlas' yeniden bulunacak mi? sorusunun cevabini, ancak elimizdeki parçalardan hareketle bulabilecegimiz inancinda.