Ücretli çalismanin kiyisindan, kenarindan, üzerinden degil, içinden bakarak Orhan Kemal’i kelimenin her iki anlamiyla da okumanin neye benzeyecegini gösteriyor yazar. Içinden yazmakla dikizlemek arasindaki fark da, 18 satirlik bir dipnotun son cümlesinde bir çengel atiyor zihinlere. Türkiye’nin yakin tarihi, batinin modernlesmesi, romanin piyasa yapan kaldirim orospulugu, politik iktisattan sosyolojiye, tarihten edebiyata gezintimizde, okuma parçalari dünya içinde dünya kuruyor. Orhan Kemal’de Isçi-Olus’ta, bir yandan edebiyat, roman, estetik ve etik; öte yandan “Orhan Kemal’in Çukurova ve pamuk ikilisinden fiskirip” göverdigi toplumsal doku; özel mülkiyet, kapitalizm, proletarya, ücretli emek gibi kavramlarin dogduklari veya icat edildikleri tarih ve cografyadaki içlemlerinin ‘dil’imizde tefsiriyle birlikte irdeleniyor. Ücretli emek, ülkemizdeki toplumsal-tarihsel arkaplana sadik kalarak anlatilirken, yazarla birlikte halk ve çokluk ekseninde çikilan yolda Agamben, Robespierre, Gellner, Schmitt, Rancière, Spinoza, Marx, Adorno gibi refakatçiler, okuru yazar araciligiyla uyandiriyor. Osmanli’dan cumhuriyete geçerken, Avrupa’ya, romana deginmeden edemeyen yazar, Thompson, Veyne, Hobsbawm, Engels, Moore, Georgeon’a atiflarla incelemenin hakkini teslim ediyor; öte yandan metnin sicacik dokusu, araya giren anlatilar akademik yazima yeni bir üslup önerisinde bulunuyor. Inceleme nesnesine verili çerçeveden, soguk bir bakisla yazilmadigi, Orhan Kemal için “ender namuslu küçük burjuvalardan biriydi” demesiyle bile anlasilabilir. Inceleme türünün de damakta bir tat birakabilecegini, cosku ve heyecan tasmasiyla yer yer siirsellesebilecegini göstermesi, kitabin dikkate deger içerigini taçlandiriyor. Ücretli Hayat ise, ücretli çalisma motifini edebiyat okuma sözlesmesinden sapan edebî ‘nakis’larla dokuyor.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli