Malihulya

Henüz yüzüne ustura degmemis genç berber çiragi Hasmet bir gece rüyasinda O’nu görür ve hemen derin bir aska gark olur; pesinden Bagdat’a dogru uzun bir yolculuga çikar. Bu büyülü yolculuk sirasinda karsisina çikan, hayatlari tuhaf asklarla bezeli insanlar Hasmet’e kendi hikayelerini anlatiponu uyarirlar. Lakin, Hasmet’in kalbi çoktan akildisi askinin girdabina kapilmis, ruhu sönmemek üzere alev almistir bile. Ne zavalli kondüktörün anlattiklari, ne tel cambazi Yakup’un dehset verici kaderi, ne aynacinin korkunç hikayesi, ne meczuplar gemisinin kaptaninin ne de gedikli yolcusunun uyarilari Hasmet’i yolundan döndürür. Onun hayranlik uyandiran aski menziline ulasmaya kararlidir...Sonuçta bütün ask hikayeleri baskalarina ait oldugu sürece tehlikesizmis gibi dururlar.Umuyorum ki, bu satirlarin okuyucusunun son sayfayi kapattiginda eger o sebatkar okuyuculardan biriyse, mayinli bir araziyi selametle atlatma ayricaligina sahip olmanin keyfinden sende bir baskasina, bir baskasinin hikayesinden hala alayla söz edebilecek kadar bir hevesi kalmis olsun, degilse...hiç önemi yok; her zaman hikayeler bir sekilde menzilerine ulasmayi bilirler.