Konuşmayan Tavus Kuşu Camio

“Mama Nono, dünyaya gözlerini açtigi ilk andan itibaren Seraphim’in sonsuz olan öz varligiyla iletisim kurdu ve Seraphim’in ruhunun yeryüzüne hangi tecrübeleri edinmeye geldigini bildigi için, ona adim adim kilavuzluk etmeye çalisti. Seraphim, bebekliginin büyük bir bölümünü tabiatla iç içe geçirdi. Mama Nono, ona dogada olan olaylari, bitkileri ve hayvanlari yalnizca parmagiyla isaret ederek gösterdi. Gördügü seylerin isimlerini ögretmeden, etiketler yapistirip siniflandirmadan ve kavramlarla kafasini karistirmadan önce, çocugun dogayi kendi basina tecrübe edip algilamasina firsat tanidi. Seraphim, oyunlarin kazanma veya kaybetme kaygisi olmadan, yalnizca oyun oynamanin zevkine varmak için oynandigini, dis görünüslerin yani sira daima içsel olani da görmeye çalismasi gerektigini, dünyayi tam olarak fark edip bu farkindaliginin tadini çikarmayi ve yasamin ona kollarini açmasini beklemek yerine, kendisinin yasami kucaklamasi gerektigini çok küçük yasta ögrendi.“ (Kitaptan) On bir haftalik iken dogan Seraphim, tuhaf dadisi Mama Nono, Oscar Wilde’dan alintilarla konusan tavus kusu Camio, herkesin göremedigi kedi Ratziel, alninda sayilar beliren insanlar, sayisi kiçinda çikan adam, Bay 666, Bayan Hiç, iblisler ve krallar... Sizi fantastik, kaotik, felsefi ve müthis bir maceranin içinde bekliyorlar. (Tanitim Yazisi’ndan)