Kin Kanatlılar’ı soluk soluğa okudum.
Bunca roman okudum ama böylesine ilk kez rastladım.
Bu sadece bir roman değil, âdeta uzun ve isyan dolu bir şiir buketi.
İçinde hemen her duygu olan, âdeta protest şiirsel bir bildiri.
Düşündüren, sorgulayan, eleştiren ve insan belleğini allak bullak eden yalın bir metin.
Malum, bitkiler için rüzgâr ne denli olmazsa olmaz bir şeyse, insan için de eleştiri bir o kadar olmazsa olmaz bir şeydir.
Sen de bu romanında bunu çok iyi görüp göstermişsin.
Mizah, zeki oluşun en güzel en oylumlu bir göstergesidir.
Yobazlık ve hoyratlık mizahla ters orantılı bir olgudur.
Akıl denen yeti, yani cevher içine kapandıkça ve büzüştükçe mizah gitgide azalır.
Mizahın yok olup yaşanırlıktan kalktığı bir yerde, oraya egemen olan sadece bağnazlıktır.
İşte sen de bu romanında bu işi çok güzel kotarıp, örnek bir çıkış yapmışsın.
Yaşamı çekilmez bir hâle sokan hemen her türlü tabuya dokunup yer ile yeksan etmişsin.
Bu roman, Doğu uluslarının bilinçaltının aydınlanmasında dilerim bir çıngı, bir çığlık olur.
Hacmi küçük bir romana insanlık tarihini (diniyle, felsefesiyle, öğretisiyle, mezhebiyle ve meşrebiyle, vs.) sığdırmayı başarmışsın.
İnsanların, insanlık maceralarını hem en süfli yanlarıyla hem de en yüce yanlarıyla resmetmenin üstesinden gelip, bir ilki başarmışsın.
Bir romancının en önemli özelliklerinden biri de romanında sıra dışı bir karakter yaratabilmesidir. Sen, zihinsel kalıplara ve pespaye alışkanlıklara asi olan Yusuf adında bir karakter yaratmışsın. Yusuf! İşte bu Yusuf da senin Don Kişot’un, Raskolnikov’un, İnce Memed’in.
Hacmi küçük ama kendi dev bir roman...
Kutlarım, harikasın.
***
Ekmel Ali Okur
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli