“Filistin askısını biliyor musun; Karihomenlilik işte öyle bir
işkence. Vücudunun bütün ağırlığını yere zar zor değen ayak
parmaklarının üstünde taşıman gerekiyor. Ben buna ‘Japon
askısı’ diyorum. Karihomenlilik ne zaman indirileceğini bilmeden
tutulduğun bir askıdır. Çoğumuz yıllardır Japon askısındayız.
İltica başvurusu yapıyorsun, reddediyorlar. Yine başvuruyorsun,
yine reddediyorlar. ‘Ülkeme dönersem hapse girerim’ diyorsun,
seni burada hapse atıyorlar. Dönmeyi reddedersen seni
Karihomenli yapıp Saitama’ya hapsediyorlar.”
İrfan Aktan, 1990’lı yıllardan itibaren baskılar ve yayla yasakları
nedeniyle Adıyaman-Maraş-Gaziantep üçgenindeki topraklarını
terk etmek zorunda kalan Mahkan aşiretine bağlı Kürtlerin
Japonya’da karşılaştıkları zulme sert bir ışık tutuyor.
Aktan, Tokyo’ya yakın Kawaguchi-Warabi şehirlerinde yaşayan
kadını, çocuğu, yaşlısıyla iki bin Kürt’ün, Türkiye ve Japonya
hükümetleri arasındaki ilişkilere ve Japon iç siyasetine nasıl
kurban edilip ikili kuşatmaya alındığını gösteriyor. Karihomen
denen “denetimli serbestlik” statüsüyle çalışma, sağlık, seyahat
ve eğitim dahil, her türlü haktan nasıl mahrum bırakıldıklarını,
Japonya’daki Netto-uyo (internet sağı) ile Türkiye’deki ırkçı
sosyal medya kullanıcılarının müşterek olarak Kürt karşıtı
nefreti nasıl örgütlediğini mercek altına alıyor. Japonya’daki ırk
ayrımcılığının tarihsel ve sosyal arka planına eğiliyor.
Karihomen - Japonya’da Kürt Olmak bu alanda yapılmış
kapsamlı ilk çalışma özelliği taşıyor.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli