İman Bilinci

Okuruma fî tarihinden kalma bir Iman Risalesi borcum vardi. Aziz okurlarimdan istirhamim, Iman Bilinci adi altinda yayinlanan bu eseri, o kadim borcuma saymasidir. Söyle ki: Iman isimli kitabimiz, bu alandaki ilk eserimizdi. Üzerinden bunca zaman geçti. Bazi fakültelerde ders kitabi olarak okutuldu, bazilarinda üzerine bitirme tezleri hazirlandi. Fakat aslinda biz Iman adli eserimizi tasarlarken, onu bir risale olarak düsünmüstük. Ne var ki kitap yazilip bittiginde bir risale'nin çapini asan bir eser ortaya çikmisti. Ilk bölümleri yogun kelamî konulara ayrilmisti. Bu yüzden ilk ismi olan Iman Risalesi adini degistirmek zorunda kalmistik. Iman kitabimizin yayimlandigi günden beri bazi okurlarim, ya ayri bir risale kaleme almam, ya da Iman kitabinin son bölümünü müstakil olarak nesretmem konusunda israr ettiler. Hatta bazilari Iman kitabimin, Iman: Insanin Saadeti adli besinci bölümü teksir yaptirip dagitti. Bundan da aldigim cesaretle, ben de daha fazla israrlara direnemedim. Arzum hep bir Iman Risalesi kaleme almak idi. Fakat zamanim elvermedi. Sonuçta ikisinin ortasi oldu. Iman kitabimizin son bölümünün yayinlanmasina iste bu yüzden izin verdim. Ancak bunun içine sinmesi için, o bölümün basina nisbeten uzun ve ayrintili sayilabilecek Iman Esaslari’na iliskin bir bölüm ekledim. Iste elinizde tuttugunuz Iman Bilinci, böyle vücut buldu. Rabbimden tesirini halk etmesini, sözlerin yüreklerimizden çikip yürekleri bulmasini niyaz ederim. Sözlerimiz ceset hükmündedir. O cesedin kalbine ruh üfleyerek muhatapta tesirini yaratacak olan Allah’tir. Gayret bizden, Tevfik ve tesir Allah’tandir.