(...) Yatak odasına girdiğinde bahçe kapısının
kapanma sesini işitti. Şu anda tek ihtiyacı olan şey
deliksiz bir uykuydu. Tişörtünü ve eşofmanını çıkarıp
yatağa yüzüstü uzandı, başını yastığa gömdü.
Uykuya dalmak üzereydi, ta ki sırtında korkunç bir
acı hissedinceye kadar. Bıçak defalarca ve
acımasızca sırtına cansız bir et parçasına
dönüşünceye kadar girip çıktı. Öldükten sonra bile.
(...) Kurban yatakta kırmızı bir gölün içinde
yüzükoyun yatıyordu. Kanlar odanın her tarafına
sıçramıştı. Cep telefonu ve cüzdan komodinin
üzerinde duruyordu. Tişört ve eşofman yatağın
ayakucuna fırlatılmıştı...
Eldeki tek ipucunun bir filozofun şiirleri olan
cinayetlere bir de polisin içindeki örgütlenme eşlik
edince Galip’in işi daha da zorlaşıyor.
Oğlak Yayınları, polisiye edebiyatın usta
yazarlarından Çağatay Yaşmut’un, “Başkomiser
Galip Polisiyeleri”nin altıncı kitabı,
Felsefe Cinayetleri’ni yayımlamaktan
gurur duyar...
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli