Bati’nin Kültür kavrayisi tarihin epey bir bölümünde son derece etnosantrik, yer yer irkçiydi. Bu kavrayisin üzerine yaslandigi temellerin çökmesinden itibaren sömürgecilik, oryantalizm ve modernizm elestirisi, nihayetinde gözlerin asagi, ilkel ve irrasyonel olarak görülen farkli kültürlerin aslinda zengin yapisinin degerlendirilmesine, daha dogrusu bu kültürlerin “anlasilmasi”na ve “kayit altina alinmasi”na çevrilmisti. Antropoloji ve Kültürlerarasi Iletisim gibi bilimler bu sekilde dogdu. Bugün, kapitalist bir küresellesmenin kusattigi bir evrende yasiyoruz ve “Kültür” yerine, çok çesitli ve zengin ”kültürler”den bahsediyoruz. Kapitalist düsünce ve pratiklerin ürettigi bir takim evrensel kavram, yöntem ve standartlarla bu kültürleri anlamanin mümkün olduguna dair bir tez var. Fakat bu anlamanin ne derece evrensel, dogru veya bilimsel oldugu son derece tartisilsa da bunun önünde durmak mümkün degil gibi. Öte yandan kitle iletisim araçlarinin benzer format, standart ve içeriklerde dünyayi zaman ve mekân konseptlerini ortadan kaldirarak kat etmesine ragmen, merkezi ve periferik kültürler arasindaki iletisimi hala sorunlu kilan birçok faktör söz konusu. Farkli kültürlerin iliski kurmasi kültürler arasi iletisim ortamlarinda ortak bir format üretilememesi nedeniyle çogu zaman basarisiz olabiliyor. Evrensel bilimsel standartlar, ortak kültürel miraslar, diyaloga dayali çesitli bulusmalar, turizm ve spor gibi faaliyetler, internet ve sosyal medya gibi farkli birey, toplum, ideoloji ve siniflar arasinda asgari iletisimi mümkün kilan kanallara ve imkânlara ragmen kültürlerarasinda çok çesitli belirsizlik, kaygi, yanlis algilamalar bazi ciddi sorunlar üretmeye devam etmektedir. Hala demokrasiyi küfür olarak algilayan, diyalogu teslimiyet olarak gören, farkliligini irkçilastiran, inancina aykiri her seyi yok eden kültürlerin, bu düsünce ve eylemlerini hak olarak gördügü, otantiklik adina yücelttigi, dogal biçimde mesrulastirdigi bir konjonktürde demokrasi gibi yüce bir ideal adina, kültürlerarasi iletisimi yeniden düsünmek zorundayiz. Kültürlerarasi Iletisim, tipki Antropoloji gibi, ABD’nin askeri ve sömürgeci, emperyal düsünce ve pratikleriyle yakin iliski içinde görülmüstür çogu zaman. Bu dogrudur da, fakat bu iki alan, hangi isim verilirse verilsin-bilim, disiplin vs-belli bir sorunsali ele aldigi için günümüz birey ve toplumlarinin çesitli kültürel sorunlarini anlamak ve çözmek bakimindan son derece ise yarar bir imkândir. Kültürlerarasi Iletisim alaninin duayeni sayilan William B. Gudykunst, artik alanda klasiklesmis bu kitabinda, kültürlerarasi iletisiminin temel sorunlarini çesitli kavramlar çevresinde ele almaktadir. Kitabin temel tezi oldukça basit: Farkliliklar arasinda köprü kurulabilir. Yabanci olarak gördügümüz kisi, grup, toplum veya kültürleri anlayabilir, onlarla iletisim kurabiliriz. Ama bunun için öncelikle kültürel farkliliklari anlamamiz gerekir. Kuskusuz burada önümüze birçok engel çikacaktir-cinsiyetçilik, etnik önyargi, seçici algi vs. Ama bunlari çesitli bilgi ve becerilerle asmak mümkündür. Kültürel farkliliklardan kaynaklanan çesitli çatismalari çözebilmek için ne tür mekanizmalarin kullanilabilecegini tartisan Gudykunst, farkli kültürel algilardan kaynaklanan çatismalarin yönetilebilecegini ileri sürer. Türkiye’nin siyasal, ideolojik ve sinifsal hatlarini dogrudan kesen bir kültürel kutuplasma yasadigi günümüzde, ortak bir demokratik rejim için kültürel farkliliklarimizi bir tehdit degil, zenginlesme imkâni olarak neden ve nasil kullanabilecegimize iliskin bu kitap bize yeni bir düsünsel ufuk açiyor.
Yazar Adı
William B. Gudykunst
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli