“H. G. Wells’in yazdıkları insanı kendine hayran bırakan ve hiçbir zaman tam olarak kavrayamayacağımız türden.” –Orson Welles
“Bay Wells’in eserleri zamanın eskitemeyeceği ve gerçekleşmesi pek de imkânsız olmayan hikâyeler anlatıyor.” –Jules Verne
“Her nesil Dünyalar Savaşı’nı kendi deneyimlerinin ışığında yeniden okuyup yeni bir şeyler öğrenebilir.” –Arthur C. Clarke
“BU BİR SAVAŞ DEĞİL. HİÇBİR ZAMAN SAVAŞ OLMADI; İNSANLARLA KARINCALAR ARASINDAKİ BİR SAVAŞTAN DAHA FAZLASI DEĞİL BU.”
H. G. Wells, bilimkurgunun atası, türe adını altın harflerle yazdırmış en büyük yazarlardan. Zaman Makinesi, Görünmez Adam, Doktor Moreau’nun Adası gibi eserleri ve düşünceleriyle âdeta zamanın ötesinden gelen bir yazar olan Wells, Dünyalar Savaşı’nda istila altındaki umutsuz ve çaresiz bir gezegenin hikâyesini anlatıyor: Dünya’nın.
Gökyüzünden İngiltere’nin güneyine düşen silindirlerin yarattığı merak hemen sonra yerini korkuya bırakmıştır. Dünya, Mars’tan gelen canlıların istilası altındadır. Henüz ne olduğunu anlayamadan Marslılar tarafından katledilmeye başlayan insanlar, var güçleriyle karşılık vermeye ve direnmeye çalışırlar.
Uzaylıların kontrolü altındaki İngiltere’de adsız anlatıcının tanıklıkları, insanlığın kaygı verici ümitsizliğinin ve hayatta kalma mücadelesinin karanlık bir portresini çizer. İnsanlığın Dünya üzerindeki binlerce yıllık hükümdarlığı son mu bulacaktır, yoksa bir kurtuluş ihtimali var mıdır?
Arthur C. Clarke’ın önsözüyle
Henrique Alvim Corrêa’nın çizimleriyle
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli