Dişi Kurdun Rüyaları

Bununla beraber sarki söylemeye içtenlikle, bütün kalbiyle katiliyordu. Çünkü sarkilar herkes içindi. Bunda kralin, sokaktaki basit adamdan daha fazla hakki yoktu. Sarki söyle, oyna, neselen, istersen kendini kaygilara birak ve agla! Hayatta oldugun sürece insani olan her sey elinin altindadir: Kalbin çarparak bekledigin ve seni terk eden kadin, verdigi acilar yüzünden son sarkini dinlettikten sonra ölmek isteyisin... Henüz küçük bir çocukken annenin sefkatli oksayisi, babanin ölümü, dostlarin kanli bir dövüse girismesi… Temiz ve içten bir anlatimla ruhunu açtigin ilahlar… Tabiatin sirri ve seni hiç terk etmeyen ölüm ve öldükten sonra da onun seni terk etmeyisi… Her sey, her sey sarkilardadir. Hayat, bütün hiçliklerden daha kuvvetlidir ve dünyada ondan daha kutsal bir sey yoktur, iste bunun için insan öldürülemez, bunun için öldürmemek zorundayiz. Ama düsman gelip senin topragini isgal etmisse, dövüsülür, savasilir ve sevgilinin serefi de insanin ana vatani gibi korunmalidir. Ayrilik acisi, tasinamayacak kadar agirdir, omuzlarina çöken bir dag gibidir. Çünkü o sevgili olmadan güzellik yoktur, renkler yoktur, isik, nese ve gelecek gün yoktur. Iste bunlardir sarkilar, insan bütün sarkilarin içerigini sayip dökemez...Insanin temel meselelerini, askini, hasretini, düsüncelerini kisacasi insani anlatti Cengiz Aytmatov. Kökü Manas’ti. Gelenekten gelecege uzaniyordu düsünceleriyle. Yepyeni ufuklara açiliyordu. Çocuklugunda dinledigi masallar, gençliginde hasret ve hüzünle eslik ettigi sarkilar, ozanlarin yaktigi türküler dünya görüsünün temelini olusturdu. Insanlarin gönlünü kazandi eserleriyle. Dünyanin dört bir tarafinda okundu.O, yazilmamis bir tarihin dilini kesfederek sadece insanlari ve tabiati degil, insanin ve tabiatin hâllerini bu dille anlatiyor eserlerinde. Okuyucuyu çeken de onun bu özgün kurgusu ve üslubu oluyor.