Çimentoyu iyi verirsen tutar. Çimento, biziz. Çimento işçi sınıfıdır.
Fyodor Gladkov’un, 1917 Bolşevik İhtilali sonrasında ve iç savaş koşullarında bir taşra kentinde yaşanan kavgaları ve dönüşümleri anlattığı efsanevi romanı Çimento, çağdaş Rus edebiyatının ve toplumcu gerçekçi akımın en çok okunup tartışılan eserlerinden biri olageldi.
Bir yanda toplumun çıkarı için varını yoğunu ortaya koyanlar; diğer yanda avantacıları, numaracıları, hırsızları ve bürokratlarıyla kendi çıkarının peşinde koşanlar…
Bir yanda “yeni toplum”un habercileri, neferleri, önderleri;
diğer yanda “eski toplum”un posaları, artıkları, lekeleri…
Gladkov’un bu bir solukta okunan romanında, iç savaşın getirdiği yıkımın orta yerinde, kentler, binalar ve fabrikalarla birlikte,
insanlar da âdeta “yeniden inşa” ediliyor.
Ana kahramanı, askerliğini bitirip kasabasına dönen bir erkek işçi olsa da, kadınların mücadeledeki yeri, yükselişi ve önderliği, diğer toplumsal sorunların yanı sıra erkeklerin egemenliğini ve hoyratlığını da yenebilmesi, merkezî bir yer tutuyor Çimento’da.
NEP olarak da bilinen “Yeni Ekonomi Politikası”nın yol açtığı sorunlar ve “kapitalizme çark etme” tartışmaları; iç savaş sonrası fabrikası keçilere teslim edilmiş bir kasabada üretimi diriltmenin olanakları; “ayıklama komisyonları” ve partiden ihraç kararları; işçiler ile parti yöneticileri ve bürokratlar arasındaki gelgitli ilişkiler; entelektüellerin mücadeleye katkıları ve açmazları; kadın-erkek birlikteliğinde özgürlüğün imkânları; özetle bir yeniden inşa sürecinin çok yönlü sancıları, şimdi Çimento’nun sayfaları arasında bir kez daha buluşuyor okurlarla…
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli