Canbaz

Hepimiz cesur oldugumuz için geldik hayata. Canbaz olamayanlar hiç dogmayanlardir. Kalabalik bir karmasadir yasamak… Ipin üzerinde yürüyebilenlerle yürüyemeyip düsenlerin hikâyesi Canbaz.Emine Isinsu gibi yirminin üzerinde esere imza atmis sanatçilar hakkinda, “En önemli eseri hangisi?” diye sorulur. O en önemli esere bizde saheser, Bati’da “opus magnum: büyük eser” denir. Canbaz muhakkak ki Emine Isinsu romanlari arasinda bu unvan için rekabete gireceklerden biridir. Eger bu ilk Emine Isinsu romaniniz ise iyi bir noktadan basliyorsunuz, bunu bitirdiginizde kendinizi yazarin bütün eserlerini okumaya mecbur hissedeceksiniz. Daha önce Emine Isinsu’yu okumus ve sevmisseniz Canbaz’i mutlaka okumalisiniz.Canbaz birkaç kahramanin degil genis bir çevrenin, her biri size kuvvetle gerçekligini hissettirecek karakterlerin romanidir. Sendikacilar ?bilhassa sendikacilar? üniversite ögrencileri, genç profesyoneller, teröristler ve her meslekten, her cinsten canbazlar. Bu sayfalarda uzak ve yakin epey tanidik bulacaksiniz.Bir not: Canbaz 1982’de yazildi. Romanda sanayici Koçsa’yi bir terörist öldürür. Sabanci cinayeti 1996’dadir. Sanatçilara kâhin gibi bakilmasi böyle öngörülerin sonucu olmali. “Çiglik çigliga bagirdim ve yerimden firlayip ok gibi, kaçtim salondan. Odama girip kapiyi kapattim. Ah benim sarisin odam, sarisin odam! Çalilar arasinda açan nisan çiçekleri! Karinca yahut adini bile bilmedigim bir küçük böcek gibi, basimi ve bedenimi gömüp yapraklari arasina, bu sapsari dünyada yasamak ne hostu! Mahmut’un verdigi zarfin içinden on bin lira çikinca sevincimden donmustum. Elim ayagim kesilmisti. ”