Yayinevimiz, Küba ile ilgili baslayacagi yeni yayinlara, ülkenin ünlü düsünürü, ozani ve edebiyat teorisyeni, Rivera’nin bu ölümsüz eseri ile basliyor. Küba insanini, onun siirini, müzigini, edebiyatini, deniz kültürünü ve tarihini kavramaksizin devrimci Küba’yi açiklamanin olanaksiz oldugundan yola çiktik. Küba halki tarihin cilveleri içinde çok sayida halkin karisimi ile olusmustu, beyazlar, Afrikalilar ve Çinliler bu sicak adada sasirtici bir uyum ve dünyalilik sergilediler. Ünlü ulusal devrimci Jose Marti bosuna söylememisti: Anayurdum,insanliktir !Küba sömürgeci zorbaliga ve içinden çikan yoz diktatörlük heveslilerine neden direnmisti, bu direnisin adadaki insani, toplumsal kültürel kökleri nerede gizliydi ? Yeryüzünün diger yakasindaki sosyalizm halkla yollarini ayirdiginda, Küba halki neden sosyalizmi savunmustu?Iste yazar, bu sorularin yanitlarini insanin, kültürün, siir ve müzigin içinden, cilveli tarihin penceresinden açikliyor.Bilir misiniz, benim diger soyadim bana,Uçsuz bucaksiz diyarlardan, denizlerin ötesindenZincirler arasinda, denizleri zincirler içinde asip gelenKanli ve ele geçirilmis bir soyadidir?Ah, nerden hatirlayacaksiniz!Onu zavalli, savunmasiz bir siyah adamdan çalip daOkunmaz mürekkeple gömdünüz geçmisin unutulmusluguna....Ben de bir torunum,Bir torunun torunu,Bir kölenin torunun torununun torunu.Rivera söyle yaziyor: Kübalilar, Don Hernando’nun 1538 yilinda La Fuerza’da biraktigi trajik bayan vali gibi, hep denize karsi ve ona bagimli yasadilar.Havana’yi, zamanla da tüm Küba’yi büyütmeye yönelik ilk adim denizden geldi. Cartegena, Portebolo (Panama) ve Yarimada (Ispanya) arasinda yolculuk eden tüm gemiler adanin bu yeni baskentinde bakima çekiliyordu. Bu, güçlü bir sinir ticareti yaratti ve yeniden kurulan bu sehri 300 yil boyunca Amerika’nin en önemli sehri yapti. Havana’da Ispanyol filosunun ihtiyacini karsilayan hatiri sayilir bir tersane – tüm Amerika kitasinda büyüklükte ikincidir – insa edildi.Havana’nin ve Amerika’nin Ingilizlerin eline geçip bagimsizligini yitirdigi 18. yüzyilin sonlarinda Havana ABD topraklarinin o dönemdeki en büyük sehirleri olan New York, Boston ve Philadelphia’dan daha kalabalikti ve nüfus bakimindan sadece Amerika’daki en önemli iki Ispanyol genel valilik baskentleri olan Meksiko City ile Lima’nin gerisindeydi.Havana, Trinidad’dan Cape San Antonio’ya kadar Küba’nin en verimli topraklarina sahipti. Adini purolarina veren sarma tütünün merkezi olup çikti.Deniz adalilar için korkunç bogucu bir dissal sinir olusturuyordu. Geceleri önüne bir canavar gibi dikilen devasa karanlik kitlenin arkasinda bir seyler vardi. Bu yakada insanlarin kendisini kesfetmesini bekleyen bir gizem sakliydi, ama ayni zamanda bu gizem, denizin kendisinin bize esinlendirdigi dehset duygusu tarafindan da korunuyordu.Yazar Rivera bu adada her seyin biraz elestirel-politik oldugunu hatta Katolikligin dahi farkli yasandigini anlatiyor, bazilarinin kavramakta güçlük çektigi Marti, Castro ve Che tutkusunu açiklamaya çalisiyor. Onlari “kendi iyilikleri için” atese atmak isteyenlerden ilk kuskulanacak olanlar, ada sakinleridir. Meselenin Kübalilari “diktatörlügü devirmeye” “tesvik etme” çabasindan ibaret oldugu dogrulanmistir. Bir çesit “Ya Ayaklanma Ya Ölüm” çagrisi. Gel gör ki, insanlari sehit olmaya çagiranlar kendileri ortalikta hiç gözükmüyor, belli ki onlar daha sonra “is bitince” televizyonda boy gösterecekler.Bütün bunlar açikça, müsaadenizle Küba halki arasinda liderler karsisinda beslenen asli bir kural olan “kendini aptal yerine koydurmama” diye adlandiracagim bir kuralin tümüyle ihlalidir: Hiçbir sef ya da sef olma heveslisi, bizzat kendisi canini ortaya koyacak cesareti göstermeden, Kübalilari hayatlarini riske atmaya ve kendini izlemeye çagiramaz.Deniz Kizilçeç
Yazar Adı
Guillermo Rodriguez Rivera
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli