“Ben de geleceğim, o adama hiç güvenmiyorum” dedi.
“Siz ona değil bana güvenin, merak edilecek bir durum yok. Beni oyalamak için demiş olabilir, en kötü ihtimalle yarın gelmeyebilir, korkulacak bir şey yok.”
Ne kadar ikna olduğu bilinmez, saat 10 civarında kalktı evine gitti, ısrarla dikkatli olmamı söyleyerek. Dünden eksik uykuyu düşünerek erken yatma kararı aldık. Odamıza çıktık. Kader’e sarıldım.
“Her şey çok güzel. Biz de en kısa zamanda, belki de önümüzdeki hafta evleniriz. Ben soyadımı değiştirmeyi düşünüyordum, eskiyle bağlarımı kopartmak için, acaba ondan sonra mı evlensek.” Uzun uzun öptüm. Kemiklerini kıracak kadar şiddetli sarılmak istiyorum ama ona da kıyamıyorum. Yatağa girdik, saçlarını okşuyorum, yüzü aydınlık, burun kıvrımı güzel, gözleri güzel, yanakları güzel. Hiç çalışmayıp 24 saat elele durmak lazım.
“Biliyor musun, dedikodu olacak ama, Gülümser ablayla Hamit çok uzun aradan sonra iki gün evvel beraber olmuşlar tekrar. Tabii bizim varlığımız, evde eksik olmayan diğer misafirler, onlara bu fırsatı anca bırakabilmişler. Belki biz aşağıda kalmaya devam edeydik, biz de bir şey yapmamış olacaktık. Biliyor musun bana ne dedi? Bu kadar sene Ali Rıza ile yattım, bir gün bana müsaade etmedi zevk alayım diye. Meğerse güzel şeymiş. Tamamen aynı fikirdeyim.”
Kader’in ağzını kapattım; “Şu anda dinlemek istemediğim tek adam bu adam. Başka şeyler konuşalım veya çalışalım.” Karnını gıdıklayarak saldırıya geçtim. Kıkırdadı durdu.
Yazar Adı
Uğur Sipahioğlu
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli