Başlangıçtan Günümüze Avrupa Birliği Kurumları

Avrupa Birligi’nin isleyisiyle ilgili en önemli hususlardan biri de kurumlardir. Kurumlar arasinda kuskusuz en önemli yer Devlet ve Hükümet Baskanlarindan olusan Avrupa Konseyi’nindir. Ancak rutin isleyise bakildiginda karar alici organlar olan Bakanlar Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Komisyon’un ön planda oldugu görülecektir. Hatta bu noktadan hareketle bazi yazarlar bu üç kurumu kastederek “kurumsal üçgen” (triangle institutionnel) deyimini kullanmaktadirlar. Karar alma mekanizmasinda etkin konumdaki kurumlar bir kenara birakilacak olursa bu mekanizmanin denetiminin de bir hayli önemli oldugu görülecektir. Bu noktada Adalet Divani ve Sayistay gibi kurumlarin oynadiklari roller oldukça önemlidir. Tabi tüm bunlara ilaveten ekonomik ve parasal birlik kapsaminda Avrupa Merkez Bankasi’nin yeri doldurulamaz. Bununla birlikte Avrupa Birligi kurumlari ülkemizde daha ziyade Olli Rehn ya da Štefan Füle gibi genislemeden sorumlu komiserler vasitasiyla ve Türkiye’nin Avrupa Birligi’ne adayligi baglaminda gündeme gelmektedir. Bu da dogal olarak kurumlarin Avrupa Birligi’nin genislemesi sürecindeki -ve birazda medyatik- rolüne dikkatleri çekmektedir. Oysa kurumlarin genisleme disinda daha birçok faaliyetleri bulunmakta ve kurumlar Avrupa Birligi’nin isleyisinde oldukça önemli bir misyona sahiptirler. Bu noktada Türkiye’nin Avrupa Birligi’ne tam üyeligi eger bir gün gerçeklesirse en etkin olmasi gereken yerlerden biri de kurumlardir. Iste bu noktada kurumlarla ilgili en küçük ayrinti bile oldukça büyük bir önem kazanmaktadir. 1951 tarihli Avrupa Kömür-Çelik Teskilati Yüksek Otoritesi’nden bugüne kadar kurumlarin olusum, isleyis ve yetkilerindeki degisim ve gelisimin ele alindigi bu çalisma böyle bir kaygidan yola çikarak hazirlanmistir.