Asli, kendine yabancilasarak geçirdi uzun yillarini. Ancak psikiyatristler ve ilaçlarla katlanmaya çalistigi evliliginin ona yükledigi mutsuzluk kirilmak zorundaydi. Kendisine tahammülü kalmadigi, düsünmek hatta hissetmek istemedigi bir dönemde, doktorunun önerisiyle önce ilaçlari birakti. Sonra kocasindan da ayrilarak bambaska bir hayatin içinde buldu kendini.
Bir dönüsüm, bir kendini yeniden kesfetme dönemiydi artik Asli’nin yasadiklari. Kendine sasirarak siir yaziyor, Mevlana’yla ilgili kitaplar okuyor ve muntazam bir sekilde Küçük Ayasofya Camii’ne giderek ibadet ediyordu.
Kendi öz niteliklerini yeniden kesfettigi, ruhsal baglantilarini sagladigi ve tekâmül sürecini baslattigi, Yüce Âlemler ile irtibatlandigi böyle bir dönemde yolculuguna tek basina devam edemezdi tabii. Bu yolculukta ona eslik edecek kisiyi, yani Ugur’u da Küçük Ayasofya Camii’nde tanidi.
Dünyayi etkisi altina almis olan kötü güçlerin, yani Kronoslarin planlari ise Koruyucular tarafindan bozulacak ve Yüce Âlemler’in tesirleri yeniden tüm dünyaya ulasacakti.
Kötüler sonsuza dek kaybedecek ve iyiler kazanacakti mutlaka. Ama bunun için gidilmesi gereken yollar ve asilmasi gereken engeller vardi önce.
Bir dönüsüm ve kendini yeniden kesfedis romani olan “KIRK”, dönem dönem zayiflasa da insanin içinde hiç sönmeyen isiga odaklaniyor. Cümleleri siirin akiciligindan, yogun metaforundan aliyor gücünü. Öyle ki adeta biri söylüyor roman kahramani Asli ise durmadan yaziyor, yaziyor…
Bilmedigini bilmeye, görmedigini görmeye, anlamadigini anlamaya baslayinca büyü gerçeklesiyor adeta.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli