Yerli ve millî… Yeni Türkiye… Benim esnafım…
Kimse kusura bakmasın… Büyük resmi görmek…
Fıtrat… Algı operasyonu… Ölü ele geçirme… Hassasiyetlerimiz…
Hegemonya… Samimiyet… Hayırlı olsun… Sıkıntı yok…
Paralel… Herkesi kucaklamak… Kadim… Medeniyet denen…
Kurumları yıpratmak… Restorasyon… Marjinal… Fitne… Sadakat…
İtibar… Çift başlılık… Durmak yok… Sen kimsin… Biz, yaparız!...
Gereği yapılır… Bedel… Kurunun yanında yaş… Manidar… Üst akıl…
İltisak… İhbar celbi… Kayyım… Hiç farkı yoktur… İstifa… Merhamet…
Olağanüstü… Şehitler ve şahitler… Bizim kültürümüzde yok…
Malazgirt… Bayrak… Mehter… Dokunulmazlıklar… Öfke etiği…
Kınama etiği… Mağdur… En doğal hakkım… Tahrik hakkı… Güruh…
İbn Haldun… Felaket…
Tanıl Bora, Zamanın Kelimeleri’nde yakın tarihin siyasal hayatında
döne dolaşa tekrarlanan deyim ve söyleyişlerin, sloganların, kalıp
sözlerin izini sürüyor. Sorgulanmadan kullanılan kelimelerin ve söz
kalıplarının, kimi zaman nasıl “iktidarın lâfları” olmaktan da çıkıp
doğallaştığını, hatta bazen muhalefetin de ezberine yerleştiğini ortaya
koyuyor.
Kelimelerin, lâfların cari anlamlarına ve işlevlerine bakmanın, zihniyet
repertuarı oluşturmaya yarayabilecek bir yanı var. Bir ideolojik anlam
haritası çizme çabası. Yanı sıra, bu kalıp sözlerdeki başka imaları,
bazen yitik anlamları aramaya açılıyor.
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli