Yeniçağ Alman Edebiyatı

'Klasik bir milli yazar ne zaman ve nerede ortaya çikar?” Soruyu soran Alman edebiyatinin zirvesi Goethe'dir.'Dunya edebiyat-weltliteratur' kavramini dunyaya armagan eden bu toplumun içeride ve disarida verdigi mücadeleyi ve bu mücadelenin insan ruhunda biraktigi izleri varliginda yansittigi tecellileri takip etmek, adeta bir doga olayini, belli bir dönemdeki mevsimsel degisiklikleri takip etmek gibidir. Bizde zamana rengini veren insan ruhunun derinlikleri, karanliklari, yüzeysellikleri hakkinda birçok sezgiyi, düsünceyi uyandirabilir.Bu açilardan Alman toplumuna bakmak önemlidir; çünkü çevrelerinde rekabet halinde oldugu toplumlara nispetle, kendisini özellikle kültürel yönden geride gören bu millet. büyük bir gayretle, bilinçle, disiplinle ve acimasiz bir özelestiriyle insanini egitmis ve ince ve yüksek bir kültür yaratma yönünde, durmak bilmeyen bir faaliyete girismistir.Baslarda yogun bir dil ve tercüme faaliyet, sonradan halk masallarinin, siirlerinin, sarkilarinin ve hikayelerinin derlenmesi... geçmisin bilgisi ve gelenekten tasinan bilgelikle, geçis dönemleri ile surekli degismenin ve gelismenin yol açtigi acilar ve sikintilar karsisinda toplumlarina rehberlik eden ve onlara ince bir yasanti, düsünce zevki asilamaya, duygu zenginligi katmaya çalisan, Alman yazi ustalarinin bu çabalari "klasik"in, yani mütekâmil olanin da zeminini hazirlar.Goethe, Sehiller ve Alman idealizminde zirvesini bulan bu tarihsel-düsünsel sürecin önemli yazarlarinin ve eserlerinin tanitildigi bu edebiyat tarihi çalismasiyla Gürsel Aytaç. bu alanda çok degerli bir katkida bulunmaktadir.