Yaşlılık ve Refah Devleti

Dünya nüfusu hizla yaslanmaktadir ve önümüzdeki on yillarda tüm OECD ülkelerin-de yasli nüfusun dramatik bir sekilde artmaya devam etmesi beklenmektedir. Her ne kadar bugün modern toplumlarda yasanan bir sorun olsa da, yaslanmanin gelismekte olan ülkeler için de bir tehdit olarak ortaya çikmasi çok uzun zaman almayacaktir. Çün-kü gelismekte olan ülkelerde nüfusun yaslanmasi gelismis ülkelerden çok daha hizli gerçeklesmektedir. Bu anlamda önümüzdeki yillarda toplumsal yaslanmanin Türkiye için de çok daha önemli bir sorun olarak ortaya çikmasi beklenmektedir.Bu çalisma gelismis bir sosyal güvenlik, saglik ve yasli bakim sistemine sahip ülke-lerde tüm bireylere “evrensel bir hak olarak” mümkün oldugunca esit bir biçimde sunu-lan hizmetlerin, yaslilarin yasam algilarindaki karsiliginin ne oldugunun anlasilmasini ve yaslilarin yasam algilarinin demografik özelliklerinden etkilenip etkilenmedigini belirlenmeye çalismaktadir. Acaba “gelismis bir refah toplumunda bolluk ve zengin-lik içinde yasayan yaslilar kendilerini mutlu hissetmekte midirler?” Ayrica “kendilerini mutlu hissetmiyorlarsa sunulan hizmetler konusunda eksik olan nedir?” Ya da sadece “sunulan hizmetlerin kalitesinin artirilmasi yaslinin mutlu olmasi için yeterli midir?” “Yaslinin demografik özelliklerinin yasam algisindaki payi nedir?” “Aile iliskileri daha iyi olan yaslilar kendilerini daha mutlu hissetmekte midir?” gibi sorularin cevaplari bakim hizmeti alan yaslilarla birebir görüsmeler ve anket yoluyla elde edilen bilgilerle alinmaya çalisilmistir.