Belli günler vardir hayatimizda, unutamadigimiz günler. Mutluluk duydugumuz, önümüzde yeni bir ufkun açildigi günlerdir bunlar, Irene Melikoff la tanistigim gün de benim için böylesi günlerdendir iste.
Daha önce, Türkçeye çevrilen bir-iki incelemesini okumustum Melikoff’un. Özellikle Alevîlik-Bektasîlik konusunda dünyanin önde gelen Türkologlarindan biri oldugunu biliyordum. (...)
Makaleler okundugunda, Irene Melikoff’un, Alevîlik-Bektasîlik olgusunu derin bir bilgi ve görgüyle degerlendirdigi; sahip olunan bir kültürün tarihsel-toplumsal sürekliligini bilimsel verilerle saptadigi görülecektir. Artik bize düsen, onun bu çabasi önünde saygiyla egilmek ve açtigi yolda çalismayi onu örnek alarak sürdürmektir.
- Atilla Özkirimli
Melikoff, sonradan anne ve babasindan duydugu bir kaçis hikâyesini, sanki kendisi de görmüs gibi heyecanla anlatir. Rusya’da Ekim Devrimi’nin gerçeklestigi gündür. Bolsevikler iktidara gelmislerdir; tarih, eski Rus takvimine göre 25 Ekim-7 Kasim 1917. Yalniz bir halkin degil, insanlik tarihinin de dönüm noktalarindan, Stefan Zweig’in deyimiyle “yildizin parladigi an“lardan biri. Söylemeye gerek yok: Bir ana-baba günü. Ayni gün, Petrograd’da, petrol krallarindan baba Melikoff’un 40 odali konaginda, bir kiz dünyaya gelmistir. Annesi gibi güzel. Slav sarisini tombul bir bebek. Adini Irene koyarlar yavrunun; gelecegin ünlü Türkologu Irene Melikoff’tur bu.
18 yasinda Halide Edib’in Atesten Gömlek’ini okur, bu kitap Atatürk’e karsi büyük bir hayranliga götürür kendisini.
... yüksek tahsilini yaparken hocalari olan özellikle Jean Deny ile Louis Massignon ve Henri Masse’nin de, meslek yasaminin ana çizgilerinin çizilmesinde büyük rolleri olur. Türk dilinin derinligini ve yetkinligini Jean Deny’den ögrenirken, Louis Massignon da, kendisini Sûfîlige çeker. Meslek yasaminin gelismesinde, baska ünlü kisilerin etki ve yardimlarini görecektir. Bunlar arasinda Salih Zeki Aktay’i, Ömer Lütfi Barkan’i, Faik Resit Unat’i, Fuat Köprülü’yü özellikle zikretmeli. Balkan’dan bahsederken, “onun ölümü yalniz kültür dünyasi için degil, benim için de büyük bosluk oldu“ der. Bektasîlige ve Alevîlige merakini uyandiran da, basta Fuat Köprülü olmustur.
- Server Tanilli
1969 yili, Melikoff’un yasaminda büyük bir dönüm noktasi olur. 0 yil, Bektasîlik üzerinde arastirmalarda bulunurken Alevî dünyasi ile karsilasir. Bir “revolution“dur bu onun için, “manevî bir uyanis“ da diyebiliriz; çünkü bütün yasamina oldugu gibi, fikrî yasamina da yeni bir yön verir bu. Iste, o tarihten baslayarak,
çalismalarinda temel konusu, Bektasîlik, Alevîlik ve Kizilbaslik olacaktir.
(Tanitim Bülteninden)
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli