Denizin kokusunu, rengini, gerçeğini duygulu/duyarlı bir bakışla yansıtan Ömer Koray; Tuz Kokulu
Öyküler’de, okuru insana, insanın denizle öyküsüne doğru yolculuklara çıkarıyor. Deniz, o insanların
hayatının nefesi, yaşama sebebidir. Yaşanan, uğraş edinilen denizin doğası görkemli bir anlatımla
karşımıza çıkıyor Koray’ın öykülerinde. Yazılmış en güzel bu deniz öykülerini, usta yazarımız Yaman
Koray’ın anlatılarıyla yan yana görmek ise edebiyatımız için yepyeni bir zenginlik. Ömer Koray, gelecekte
iz bırakan bir anlatıcı olarak bildiği/tanıklık ettiği bir coğrafyayı anlatacağını bu öyküleriyle bize
muştuluyor. Denize, deniz insanlarına, yaşamlarını bu uğraşa adamışlara adanış öyküleri de diyebiliriz Tuz
Kokulu Öyküler’e. Uzunca süre belleklerinizde iz bırakacak öyküler bir dil şenliğiyle karşılıyor okurunu.
Feridun Andaç
“Bu insanlar için, nasıl ve ne zaman biteceği bilinmez, umarsız bir kavga hiç durmamacasına sürüyor,
sürüyordu. Arada pes eden ekiplerden vardiya alıp, direnmeye çalışanlar çıksa da, bir vardiyayı
çıkaramadan, yıkılıyorlardı. Onca insandan arta kalan sayılı denizci yürütüyordu gemiyi. Tükenmeye karşı
çıkan o bedenlerde, o beyinlerde direnmek ve savaşmaktan başkaca hiçbir düşünce, kaygı yoktu. Vardiya
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli