Türk Halk Öyküleri

Sair, yazar ve sözlükbilimci Ali Püsküllüoglu'nun kaleminden halkin yüzyillardir okudugu, dilden dile anlatilan halk öyküleri… Hey, hey, yine de hey hey! Köroglu gibi baslayip söze, özleri baglayalim öze, bir ask öyküsü anlatalim size. Duyan duymayana, okuyan okumayana anlatsin ve de bu güzel halk öyküsü yillar, yüzyillar boyu yasasin."Var varanin, sür sürenin, zemheride yâr sevenin, izinsiz baga girenin hali budur" demisler.Onlar öyle demisler ya, sevi nedir, sevda nedir bilmeden söylemisler."Ya sen biliyor musun bakalim?" demeyin. Dogrusu ben de bilmiyorum. Bilmiyorum ama, bir sevda öyküsü biliyorum ki, size onu anlatayim da bagislayin beni.Ve böylece anlatmaya basliyor Ali Püsküllüoglu, Emrah ile Selvi'yi, Ferhat ile Sirin'i, Hursit ile Mahmihri'yi, Sürmelibey ile Telli Senem'i, Arzu ile Kamber'i. Nesilden nesile aktarilan bu güzel halk öykülerini bir kez de kendi anlatiyor. Öykülerin özüne dokunmadan, halk anlati gelenegine bagli kalarak ama bunlari çagdaslastirarak.