“Her sıkıntının çözümü, tam olarak o sıkıntı taşının altındadır. Asıl marifet, o taşın altındakini görebilmektir. Göğsünü, cesaret ve yücelik soluğuyla doldurmasını bilen kişi, maruz kaldığı zorbalığa başkaldırmalı ve bunu yaparken de yakınacak, sadece olumsuzluğu görecek, mazeret uyduracak durumda olmamalı.”
“Sabır, durarak pasif bir şekilde beklemek değildi; tahammül etmek hiç değildi. Sabır mücadeleydi hem içsel hem de fiilî bir mücadele... Sonunu bilmiyordu veya başarıya ulaşıp ulaşmayacağından emin değildi ama sabredecekti. Zira sabır, dağın arkasını görenlerin erdemiydi.”
“Ben; bana zulmedeni, bana zulmedilirken seyredenlere tercih ederim. O elbette devasa bir yanlışa imza atıyor ama onun bu çirkinlikleri yapabilmesinin müsebbibi, buna izleyici olanlar; yani müsaade edenler ve alkış tutanlardır.”
Reyting uğruna zorla bir yarışmaya dâhil edilen tutsakların maruz kaldığı insanlık dışı muameleler ve bu vahşi gösteriyi seyretmeyi tercih eden insanlar… Kim daha suçlu; yapımcılar mı, tutsaklar mı, seyirciler mi, buna göz yuman yetkililer mi?
Gitgide çığırından çıkan medya; kişinin ve toplumun benliğini, psikolojisini, aile yaşamını, değerlerini, entelektüel yönelimini ve ilişkileri nasıl etkiliyor?
Daha nice can alıcı sorunun cevabı bu romanda…
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli