Ben, Diyarbakır’da kendi çabamla sıfırdan kurduğum toptancı hırdavat şirketimi, 150 bin lira daha fazla para kazanmak uğruna batırıp 5 milyon 238 bin dolarlık bir borçla iflasa sürüklenmiş, sonrasında yeniden hayata dönerek şimdilerde 255 kişinin çalıştığı bir mobilya fabrikası kurmuş iş insanıyım.
Bu kitabın iskeleti, Dicle Üniversitesi’nin isteğiyle, öğrencilerine kendi hayatım üzerinden verdiğim bir dizi konferansa gençlerin gösterdiği ilgiyle şekillendi.
Tok Evin Aç Kedileri, adından da anlaşılacağı gibi bir açgözlülük hikâyesi. Konu bizim şirketten başlıyor, ama giderek genişleyip ülkemizdeki ve dünyadaki açgözlülüğe kadar uzanıyor. Doğu ve Güneydoğu’da bizimki gibi büyük aileleri, aile şirketlerini birbirine düşürüp başarılarını engelliyor, parçalanmalarına yol açıyor.
Burada anlattıklarım gençleri, gelecek nesilleri, yarın öbür gün babadan şirket devralacak, kardeşiyle, ailesiyle, akrabasıyla ya da başkalarıyla ortak çalışan herkesi etkileyecek bir hikâyedir.
İstiyorum ki başta çocuklarım ve torunlarım, tıpkı bu kitabın diğer okurları gibi hikayemi okuyup benim hatalarımı tekrarlamasın. Kardeş kardeşi, ortak ortağı, çocuk babayı, baba çocuğu yemesin. Milyonda bir bile olsa insanlar okuyup öğrensin, bizim düştüğümüz hatalara düşmesinler istiyorum.
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli