Tanzimat’tan 12 Mart’a Kılık-kıyafet Ve ıktidar

Türkiye’de yasanan basörtüsü yasaklari ve bunlara bagli gelismeler, Müslümanlarin geleceginin tarihi açisindan oldukça anlamli bir yere sahiptir. Bu son yillarda basörtüsü etrafinda o kadar çok sey yazildi ve söylendi ki, sonuç olarak acaba biz neler yazmisiz, neler söylemisiz, diye sordum kendi kendime. Gördüm ki, bütün yazilanlara ve konusulanlara ragmen hâlâ anlasilmamis, çarpitilmis ya da üstü örtülmüs konular var. Iktidarlar gizli ya da açik yasaklara kilik-kiyafetle ugrasmayi, kilik-kiyafeti kendi yönelimlerine göre belirlemeyi hep gündemlerine almislar, gün gelmis örtülü hanimlarin okuyarak meslek sahibi olmalar yerine üniversitelerden uzaklastirilarak toplumda etkin konumlara gelemeyislerini programlamislar. Bu programlayista Batili anlamda “insani degerlerin“ ikiyüzlülügü somutlasmakta. Elinizdeki arastirma, bu konuyu kilik-kiyafetin iktidarlarla iliskisi ekseni üzerinde ele aldi. Kilik-kiyafet ile kimlik arasindaki o dogal baglantiya, dolayisiyla kilik-kiyafetin iktidarlar karsisindaki durumuna açiklik getirmek amaçlandi. Yillar boyu Islamcilarla Baticilar arasinda süregelmis örtü tartismalarina yer verildi. (Tanitim Yazisi’ndan)