Suç ve Ceza

“Eski” ögrenci Raskolnikov, “kiracidan” kiraladigi daracik odasinda bes parasiz günler geçirmektedir. Modern zamanlarin, çagdas bilimin ve edebiyatin bu yaratici, akilli genci, toplumun gerici bir canavara dönüsmüs karanlik avucunda ezilip un ufak mi olacaktir yoksa? Bir gün oturdugu bir kafede, anarsist düsüncelere sahip gençlerin konusmalarina kulak misafiri olur ve aklina tüm dertlerine son verecek bir sey gelir. Ilk is olarak da kapicinin kulübesindeki baltayi kestirir gözüne. Dünya edebiyatinin en ünlü baltasini...Suç ve Ceza ilk kez 1866 yilinda yayimlandi. O tarihten sonra da dünyanin gündeminden hiç düsmedi. Dostoyevski, “hiç aceleye gelmemesi” gerektigini düsündügü “yeni” bir karakter yakalamisti. Rusya’yi, Rus halkini gözlemleyerek Raskolnikov’u onlarin içinden çekip almisti. Öykü, tüm yönleriyle çürüdügü açikça görülen geleneksel iyilik algisinin toplum tarafindan nasil “göz göre göre” korundugunu anlatir. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’si, insanliga sordugu can alici sorularla güncelligini hiç yitirmeyen en büyük basyapitlar arasinda. Hâlâ...