Son Masal

11. yüzyilda çagin üç dâhi delikanlisi ayni mektebe giderler ve birbirlerinden ayrilmadan önce bir ant içerler. Her kim daha önce bir mevkiye gelirse digerlerini kollayacaktir. Simdilerde efsane olup kulaktan kulaga yayilan bu yeminin sahipleri için derler ki, biri hükmeden, yaratan; biri kesfeden, seven; biriyse kandiran, yikan olmustur.2005 senesinde Bogaziçi Üniversitesi’nde Naim, Efil ve Hassan bu eski anda atfen benzer bir anlasma yaparlar. Baslarda basit ve gayet masumane görünen bu anlasma onlarin hayatini derinden etkileyecektir.2061 yilinda yüzü maskeli bir masalci her cuma günü zengin ve güçlü bir adam olan Riza Bey’in köskünde hikâyeler anlatmaktadir. Riza Bey, kizi Meryem ve oglu Baris bu hafta masalciyi beklerken öncekilerden daha da sabirsizlardir. Çünkü masalci tanismalarinin yildönümünde çok özel bir hikâye anlatmaya söz vermistir.“Duvardaki post çok mu degerlidir Riza Bey?”Bir an durakladi Riza Bey. Ne bu tedirginlik, sakinles biraz...“Çok degerlidir hem de! Ancak güzel bir masali bozacak kadar degil!” diye cevap verdi kadehini kaldirarak. Nazikçe selam verdi masalci. Sonra postu dikkatlice duvardan çikardi. Çocuklarin oturduklari dösegin önündeki masadan saraplar kalkti. Simdi masalci postu masaya sermis, biçagi elinde hem Hassan’i anlatiyor, hem Hassan’i oynuyordu.