Şeytan ve Şair

Onlar Gelmis Geçmis En Iyi Bilinen Bilinmeyenlerdir…
SEYTAN ve SAIR
“Kadim dost, Isa askina,
Dagitma bu mezarin tozunu.
Bu mezar tasini koruyani Tanri korusun,
Ve kemiklerimi yerinden oynatana lanet olsun.”
Bu dörtlük, masum bir mezar kitabesinden çok daha fazlasini anlatiyor olabilir mi? Insanligin en önemli isimlerinden biri olan essiz sair ve oyun yazari Shakespeare, gerçekten bir dâhi mi, yoksa bir sahtekâr miydi?
Geçmisten günümüze kadar süren, dört yüzyillik bir sirrin pesine düsen ünlü Profesör Desmond Lewis, California’da verecegi bir konferansla tüm dünyayi yerinden oynatacak gerçegi açiklamak üzeredir. Yola çikmadan önce eski dostu, gazeteci Jake Fleming’le iletisime geçer. Yayimlanacak olan kitabi ile ilgili fikrini almak istiyor ve yalnizca ona güvenebilecegini söylüyordur. Ancak profesör California’ya varmadan kitabiyla birlikte esrarengiz bir sekilde ortadan kaybolur. Ondan geriye kalanlar, Golden Gate Köprüsü’ne terk edilmis kiralik bir limuzin, içi kiyafet dolu bir bavul ve üzerinde adinin bulundugu belgelerden ibarettir. Polisler durumu tek bir kelimeyle açiklamaktadir: Intihar…
Dostunun intihar etmis olabilecegine inanmayan Jake ise profesörün basina gerçekte ne geldigini ve kayip kitabin neyle alakali oldugunu bulmaya kararlidir. Ancak bu sandigi kadar kolay olmayacaktir. Anlamsiz sifrelerden olusan bir listeyle çiktigi bu yolculugun, kendi hayatiyla birlikte sevdiklerininkini de tehlikeye attigini fark ettiginde, çoktan ‘kaplanin yuvasi’na girmis olacaktir.
John Underwood’un usta kaleminden çikan Seytan ve Sair, gerçek belgelere dayandirilmis, ezber bozan bir roman.