Uyan dostum... Hakk, âlemleri yaratarak aslında kendi varlığını vücuda getirmişti. Bu vücudun en önemli ve varlık âlemindeki mevcut olanlara secde ettirilmiş parçası da, kendinden kendine olan Adem bilinci ile (programıyla) yaratılmış insan’dı.
İnsan, yaratılış sistemini zamanla unutmuştu. Bunun nedeni ise; madde âlemin ön plana çıkarılma çabaları, din denilen ve aslı Allah’ı anlama olan olgunun sanki sadece yerine getirilmesi gerekli bir vazife haline dönüştürülmesi, gelmiş geçmiş tüm peygamber ve kitaplarının kitlelerce ayrıştırılarak benimsenip bir diğerinin ötekileştirilmesi, kadim bilgilerin üzerinde kişinin kendi hakikatini aramaması, manevi çalışmaların uzaklarda bir yaratıcı arayarak ya da tapınarak değil de, ÖZ’de olduğunun farkındalığının yitirilmesi gibi nedenlerdir. Oysa ki tüm sır, seni sana anlatan, kendinden kendine açığa çıkacak olan hakikatin, yine sende saklanılmış, gizlenilmiş hazinen içinde!
Atalarımız, Peygamberler, kitaplar, yazıtlar, tabletler buram buram bu hakikati sana işaret etmekte... Gayb alemine açılmak mümkündür. Olması gereken ve Yaratıcının senden istediği de budur! “Gerçeği gör! Ben burdayım.” demektedir...
Dönülecek bir yer yok, gidilecek bir yol da yok. Aradığın uzaklarda değil, sen’de saklı ve sen de yoksun; sadece o var...
Kıyam sürecindeyiz… Evrilme, değişim, kendine dönme… O olana, hayy’dan hu’yadır dönüş. Sadece isimleri değişir; aslolan hep o idi ve hep o olacak. Anlamalı ve varlığını onurlandırmalısın. Zor deme; kolaydır. Bu yazıyı okuduğunda içine bir sızı ya da heyecan düşerse, al bu kitabı ve oku kendinden kendini; mucizeleri gör. Mucize sensin, sende... Hayat, senin ellerinde; dışarda çare arama! Ne kadar içine döner, kendini bulursan, evren o kadar sana açılacak. İnan buna ve başla; bekleme… Zaman, para gibi harcanacak kadar basit değildir! Sana sırları verdim...
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli