Safahat (Ciltsiz) / Günümüz Türkçesi ve Orjinali
Safahat (Ciltsiz) / Günümüz Türkçesi ve Orjinali

Safahat (Ciltsiz) / Günümüz Türkçesi ve Orjinali

Fiyat : ₺58,59
Stok Miktarı : 0
Barkod : 9789754733990
₺11,03 `den başlayan taksitlerle
Istiklal Marsimizin yazari, sair ve düsünce adami Mehmet Akif Ersoy’un ölümsüz eseri Safahat, yeni kusaklarin da anlayabilecegi bir tarzda yayimlandi. Son yillarda artan bir ilgiyle takip edilen Mehmet Akif Ersoy ve Safahat, bu yogun ilgiye ragmen yeni kusaklar üzerinde yeterli etkiyi uyandiramiyordu. Bunun temel nedenlerinden biri olarak Safahat’in dilinin günümüzde kullanilan ve konusulan Türkçeye göre oldukça agir olmasi gösteriliyordu. Mehmet Akif’in kisiligine duyulan saygidan dolayi kültür dünyamizin bu önemli eseri aliniyor fakat anlasilamadigi için okunmadan bir kenara konuluyordu. Beyan Yayinlari, Safahat’i, bu sorunun çözümüne katki saglayabilecek yeni bir düzenlemeyle yayimladi. Günümüzün önemli edebiyatçilarindan biri olan A. Vahap Akbas tarafindan hazirlanan bu yeni düzenlemede, Safahat’in hem orijinali hem de günümüz Türkçesi bir arada, karsilikli sayfalarda yer aliyor. Böylece hem Safahat’in Latin harfleriyle yayinlanmis orijinali hem de ayni metnin yine siir formatinda anlasilir halinin okunmasi mümkün oluyor. Akif’in siirleri toplu olarak “Safahat“ adi altinda ilk defa 1943’te basilmis olmasina ragmen yazilislari 1900’lü yillarin baslarindan itibaren baslar. Önceleri ayri ayri kitaplar halinde basilmis olmasina ragmen yogun ilgiyle karsilanir. Mehmet Akif’in yazdigi siirler, Milli Mücadeleye aktif destegiyle bir anda tüm yurtta heyecanla karsilanan metinler haline gelir. O günün insanlari üzerinde önemli etkiler meydana getirmis olan bu siirler, geçirdigimiz bir dizi degisim ve dönüsümden sonra ne yazik ki yeni kusaklarca anlasilamaz hale gelirler. Kendi tabiri ile “Sessiz yasayan“ Akif, alçakgönüllülük ve dürüstlügün sembolü gibidir. Hiç kimseye boyun egmeyen, hiçbir büyüge dalkavukluk yapmayan; bir sairimizin tabiriyle “dosdogru bir adam“dir o. Nitekim kendisi bu özelligini “Sudur cihanda benim en begendigim meslek / Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek“ seklinde dile getirir. Dostu-düsmani tarafindan hayatta hiç yalan söylememis bir insan olarak nitelendirilen Akif, “Haksizlik karsisinda susan dilsiz seytandir“ ilkesine ömrü boyunca bagli kalmistir. Mehmet Akif, hayati boyunca bir “karakter abidesi“ olarak anilmistir. Öyle ki, görüslerini benimsemeyenler ya da siir anlayisina katilmayanlar bile saglam kisiligine sapka çikarmis, bundan dolayi ona saygi duymuslardir. Hüseyin Cahid Yalçin’in su sözleri buna bir örnektir: “Fikir ve kanaatleri bizimkilere uymadigi halde saygi duyarim. Çünkü yalan söylemedi. Gösteris yapmadi. Fenalik etmedi.“ Akif, hayatiyla eserini bütünlestiren bir dava ve ülkü adamidir. Nurettin Topçu’nun ifadesiyle o, “bütün ömründe ayni kanaatin, ayni imanin adamidir. Devirlere, zaruretlere, cemiyetlere göre degismez. Muhitine uymaz, muhitini kendine uydurur. Cemiyeti sürükleyicidir. Akif, bundan dolayi büyüktür.“ Halki Milli Mücadeleye tesvik etmek için Anadolu’nun degisik sehirlerine gider. Kastamonu’da Nasrullah Camii’ndeki hitabesi o kadar etkili olur ki basilarak bütün vilayetlere ve cephelere dagitilir. Milli Mücadeleyi desteklemesinden dolayi Darü’l Hikmetü’l Islamiye’deki görevine son verilir. Sebilürresad’i Kastamonu’da yayimlamaya baslar. Maarif Vekaleti, Istiklal marsi için istedigi vasifta metin bulamayinca Mehmet Akif’ten Istiklal Marsi yazmasini ister. Akif, o sirada maddi sikinti içinde olmasina ragmen bu istegi ödülün kaldirilmasi sartiyla kabul eder. Ankara’da ikamet ettigi Taceddin Dergahi’nda yazdigi siir, 12 Mart 1921’de TBMM’de birkaç kez coskuyla okunarak milli mars olarak kabul edilir. Milli Mücadele sona erince Istanbul’a döner. Inanç ve ideallerine aykiri bazi uygulamalar üzerine Misir’a gider. Abbas Halim Pasa’nin daveti üzerine gittigi Misir’da, Kahire yakinlarindaki Hilvan’da uzun yillar yasar. Bu sirada Camiü’l Misriye’de Türk Dili ve Edebiyati müderrisligi (profesörlügü) yapar. Hastalaninca, havasinin iyi gelecegi düsüncesiyle 1935’te Lübnan’a, 1936’da Antakya’ya gider. Hastaligi ilerleyince vataninda ölmek arzusuyla 19 Haziran 1936’da Istanbul’
Yazar Adı
Mehmet Akif Ersoy
Kağıt Cinsi
1. Hamur
Kapak Türü
Karton Kapak
Ölçü Birimi
AD
Basım Yılı
2007
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli
Ebat Bilgisi
çokebatlı
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
9789754733990 9789754733990 390446