Sadakat

Bir arzuya direnmek sadık olmak anlamına mı gelir? Peki neden bu kadar eminiz? Ya bu direnç en derinlerde yatan kendi doğamıza ihanet ettiğimizi gösteriyorsa? Sadakat, fırtınada bizi alabora olmaktan kurtaran bir gemi çapası. Güvenli sularda demirlememiz için vazgeçilmez. Ama aynı zamanda kendi suretimizi tanıma umuduyla her gün kendimizi aradığımız bir ayna.

Marco Missiroli bu karmaşayı karakterlerinin yüreğine inerek anlatıyor: adam, kadın, diğer kadın, diğer adam. Biz kendimiz. Günümüz İtalyan edebiyatının dikkat çeken bol ödüllü yazarlarından Missiroli, her zaman zihinleri alt üst eden bir soruyu, aşkta sadakati bir kez daha masaya yatırıyor.

Yazar Hakkında:
MARCO MISSIROLI

Marco Missiroli Rimini’de doğdu, Milan’da yaşıyor. İtalya’nın köklü günlük gazetesi “Corriere Della Sera”nın kültür sayfasında yazıyor. Ödül kazanmış Senza Coda (2005), Il Buio Addosso (2007) ve Bianco (2009) isimli romanların yazarı. Il Senso Dell’elefante (2012) isimli romanıyla prestijli Campiello Prize ödülünü kazanmıştır. Yazarın altıncı romanı Sadakat (2019), Premio Strega Giovani ödülünü kazandı ve Premio Strega ödülü finalisti oldu.

“Asıl nokta sayfaların seni alıkoyduğu ve bir daha içinden çıkmak istemeyeceğin bir roman olmasıdır.”
Antonella Lattanzi, Tuttolibri.it

“Klasik olmasının yanı sıra nadir bulunan bir roman.”
Nicola Cosentino, Esquire.it

“Her kim Milano’yu tanıyorsa yazarın mekânları anımsatan betimlemelerini takdir
edecektir.”
Francesca Cerutti, Rammentirivista.it

“Yazar bizi doğduğu ve yaşadığı şehrin sokaklarında dolaştırırken duygularımızı tam on ikiden vuruyor. Geçmişin ve masumiyetin nostaljik yankısı bütünleşiyor ama hep bizi anlatmaya devam ediyor.”
Mauretta Capuano, Ansa.it