Giysilerimizde, soludugumuz havada, damarlarimizda gezinen teknolojik cüceler... Insanin hilafetine göz diken mikro-robotlar... Ölüme kafa tutan “zerreler“... Atomlariyla oynandigi için “seçkinlesen“ materyaller... Iste binyilin en büyük olayi nanoteknoloji. Hayykitap’tan çikan “Pamuk Prenses ve Katrilyonlarca Cüce“, Türkiye’de nanoteknoloji hakkinda yayinlanan ilk ve tek kitap. Kisa, kolay okunur, herkesin anlayabilecegi sade bir dile sahip. Nanoteknolojinin dünya ve Türkiye’deki serüvenini özetliyor. Hayata geçmis ilginç uygulamalardan örnekler veriyor ve okuyucuyu potansiyel risklere karsi uyariyor. Kitap, nanoteknolojinin ne oldugu, getirecegi müstakbel yenilik ve köklü degisimler, riskleri, zararlari ve tehditleri üzerine. Konu basli basina renkli oldugundan, açilim ve analizleri bolca heyecan sosu barindirdigindan ama bir o kadar “bilimsel not“ da içerdiginden iddiali bir söylemle ülkemizde bu konuda çekilen “temel“ bilgi açligini bastirma iddiasinda. “Pamuk Prenses ve Katrilyonlarca Cüce“ okuyucuyu teknolojik cücelerden olusan “zerreler“ dünyasinda kisa bir gezintiye çikariyor: Onlarin ne giremeyecekleri ne de çikamayacaklari bir yer var... Kendilerinden ürüyor, kendi yaralarini sariyorlar... Kömürden elmas, kirintidan hamburger, lagim suyundan içecek yapiyorlar... Kanseri içinden çökertip, damar denizaltilariyla by-pass yapiyorlar. Dünyanin tüm bilgilerini bir küp sekere sigdirip, bilgisayarlarin hizini binlerle çarpiyorlar. Kendiliginden çogalan silahlar yaratiyor, bedeninize “bulunmaz ve görülmez“ casus olarak siziyorlar. Insanoglunun en büyük devrimi kapimizi çaliyor... Maddi dünyanin bütün sütunlari sarsiliyor. Manevi dünyanin kiyamet senaryolari çagriliyor. Nanoteknoloji, sinirsiz ve sonsuz dünyanin kapilarini açiyor... Ama... Amasi var. Çünkü nanoteknoloji kimisine göre tarihteki en büyük devrim, kimisine göreyse üçüncü dünya savasinin nedeni ve kiyametin habercisi... “Pamuk Prenses ve Katrilyonlarca Cüce“ nanoteknolojinin “nimetleri“ yaninda ölümcül risklerini de anlatiyor. Aslinda nanoteknolojinin Yaratici’ya bir meydan okuma oldugunu da tespit ediyor. Nanoteknoloji Nedir? Nano Yunanca’da (nanos) cüce demek. “Nanometre“ metrenin milyarda birine tekabül eden ölçü birimi. Nanoteknoloji ise metrenin milyarda biri büyüklügündeki “zerre“ler kullanilarak gelistirilen üretim teknolojisinin adi. Bu üretimin konusu kendini temizleyen bir cam da olabiliyor, kanserli bir hücre ile savasan nano-robot da... Nanoteknolojik Dünyada Neler Olacak? Dünyaya yeni bir düzen geliyor. Devrimsel ve radikal bu dönüsüm, önümüzdeki 20-25 yil içinde zirveye ulasacak ve bildigimiz, inandigimiz, kullandigimiz tüm maddi degerler yerle bir olacak. Manevi degerlerimizi de pesinden sürükleyerek! Teknolojik “cüceler“ evreni, insanogluna devasa sorunlar ve çözümler sunacak. Nanoteknoloji, zerreler dünyasiyla insanogluna “sonsuz“ gücü vaat edecek. Bizi “gelecege ziplatacak“ nanoteknoloji, yediklerimizden giydiklerimize, iletisimden ulasima, uzaydan okyanusun derinliklerine, ekonomiden sosyolojiye, refahtan savasa kadar sinirsiz bir alanda yerlesik düzenin tüm ilkelerini sarsacak. Nanoteknoloji, ekmek kirintisindan mükellef bir sofra, kömürden elmas, damar açan vücut içi denizatlilar ve kendi kendini tamir edip kendi kendine üreyen makineler üretecek. Insanligi mutlu son ve sadece son arasinda seçime sürükleyecek! Saglikta ölümsüzlük, bilgisayar teknolojisinde sinirsizlik, üretim ve zenginlikte tükenmezlik, istihbaratta yanilmazlik, savasta yikim getirecek nanoteknolojiye milyarlarca dolar yatirildi... Birkaç yil içinde trilyon dolar olarak geri almak üzere! Nanoteknoloji, kisisel ilaçlar, tükenmeyen enerji, bitmeyen su yaratirken, atomlarla hatta atomlardan daha küçük zerrelerle ugrasiyor... Dünyamizi atomlarla ve bastan tasarliyor. Ama kusursuz degil! Simdilik sadece kirlenmeyen cam, kendini temizleyen duvar boyasi, islanmayan ve kirlenmeyen elbiselerle hayatimiza giren nanoteknoloji, insan hirsinin esiri oldugunda yerküreyi “çam
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli