“Bugünkü ve dünkü ‘teokratik devlet’; Devr-i Saâdet’in ve Kur’ân-ı
Kerîm’in İslâmı ile Devletler ve Saltanatların (sözde) İslâmı ve nihayet
Osmanlı’nın (sözde) ‘İslâmî’/Şer’î normatif yapısı tartışmaları da; değişik
kimliklerdeki söylem sahiplerinin yaklaşımlardaki kısır döngülerin
muharriki olmaktadır.”
Ümit Hassan, vazgeçilmez başvuru kaynağı niteliği taşıyan Eski Türk
Toplumu Üzerine İncelemeler’inden sonra, Osmanlı Devleti’nin kuruluş
“felsefesini” ele alıyor. Bunun için, Osmanlı’nın devlet
örgütlenmesinde ve meşruiyet üretiminde eski/kadim Türk yönetim
zihniyetinin ve otorite figürlerinin izini sürüyor. “Atadan gelme”
Töre-Yasa(k) sürecinin, devletlû-sultanî Kânun/Kânunnâme’ye nasıl
vardığını inceliyor. Ve bu bireşimin olgunlaşma belgesi olarak Fatih
Kânunnâmesi’ne bakıyor. Böylece, Osmanlı’yı anlamakta Örf-Şeriat
zıtlığının çok yanıltıcı olduğu çıkıyor ortaya. Bu analiz, Osmanlı’nın
kuruluşuna dair kuramsal yaklaşımlara ve açıklama şablonlarına
ilişkin bir tartışmayla beraber yürüyor. Halil İnalcık, Cemal Kafadar,
Ahmet Yaşar Ocak, Halil Berktay, Oktay Özel-Mehmet Öz’ün
(tabii yine Togan ve Köprülü’nün) ve Batılı bilim insanlarının
“kuruluş”a dair tezlerine mercek tutuyor. Ümit Hassan, Osmanlı
kitabıyla, bu ülkenin devlet zihniyetine, siyaset “töre”sine, yönetim
“örf”üne dair önemli şerhler düşüyor.
“Hassan, devlet dediğimiz siyasi teşekkülü tarihselleştirmeden,
yani onu kendinden önce gelmiş toplumsal örgütlenme şekillerinden
belirgin bir şekilde ayırmadan tarih yazamayacağımızı söylüyor.”
BAKİ TEZCAN
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli