Bu eser, Tâhirü’l-Mevlevî’nin Şeyh Sa‘dî’den ilhamla/tercüme ederek yazdığı şiirlerini, Şeyh Sa‘dî’nin hükümdarlara nasihatlerini ve hayat, ölüm gibi konulardaki şiirlerinin nesir halinde yapılan tercümelerini bir araya getiriyor. Ayrıca son bölümde Tâhirü’l-Mevlevî’nin Şeyh Sa‘dî’den tercüme ettiği sözlere de yer verilmektedir.
“Nasihat vermek Sa‘dî’nin tabiatıdır. Onu nasıl yapmasın ki miski vardır, kokusunu gizleyemiyor.”
*
“Allah seni topraktan yarattı. Ey Allah’ın kulu, sen de toprak gibi tevazu göster.”
*
“Terbiye hakkında söylenilecek söz iyi hal, ahiret tedbiri ve güzel huydur. Yoksa ata binmek, meydanda sıçratmak ve gûy u çevgân oynatmak değildir. Kendi evinde, seninle beraber bulunan nefsin senin birinci düşmanındır. O halde yabancılarla harp etmek kaydına neden düşüyorsun?”
*
“Bir padişah, tebaasına bakar ve onları muhafaza ederse aldığı vergi helal olsun, çobanlık ücreti yerine geçer; yok halkın çobanlığını yapmıyorsa o vergiler zehir olsun. Zira yediği Müslüman cizyesi demektir.”
*
“Zaman çok inkılap geçirmiştir. Daha da geçirecektir. Onun için idrak sahibi olan, dünyaya gönül bağlamaz. Ey eli eren ve sözü geçen kimse, hiçbir iş yapamayacağın zaman gelmeden evvel, hayırlı bir işte bulun. Taht, baht, emir, nehy, vur, tut, gibi şeyler geçiçi oldukları için hepsi de hiçtir.”
*
“Ey Sa‘dî, söz söylemekte cür’et etmişsin. Madem ki kılıç elindedir. Bir fethada bulun. Bildiğin ne varsa söyle. Sen ne rüşvet alırsın, ne de şarlatanlık etmek istersin. Ey Sa‘dî, tekellüf yoluna gitme. Sıdk ve ihlasın varsa onu meydana getir. Sen, gidilecek yolu bilirsin. Padişah da yolcudur. Sen doğru söylersen hükümdar da doğruyu dinler.”
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli