Müziği Düşünmek

Müzik ve düsüncenin, ilk bakista biraraya gelmeleri pek mümkün olmayan, birbirinden uzak iki farkli alan olduklari zannedilir. Genel algiya göre müzik insanlarin eglence isteklerini karsilayan, enstruman çalip sarki söyleyerek eglenmelerine yarayan bir araçtir ve müzik hakkinda bir düsünce ortaya koymaya çalismak da beyhûdedir. Insan, düsünmek gibi zihinsel bir çabayi daha baska alanlar için sarfetmelidir. Ancak buna ragmen kadîm düsünce geleneginde, müzik hakkinda ciddî ve heyecan verici düsüncelere rastlamak mümkündür. Bu da, müzigin zihinle ilgili faaliyetlere de imkân taniyan genis bir düsünce malzemesine sahip oldugunu göstermektedir.Kadim düsünürler, müzik hakkinda kendi zamanlarini asan ve bugünkü müzik arastirmacilarinin ufuklarini açabilecek nitelikte, hayli derinlikli müzik düsünceleri ortaya koymuslardir. Meselâ Pythagoras’in müzigi kosmos ile izah etmesi ve ona kozmik bir mânâ yüklemesi, Konfüçyüs ve Konfüçyanizm’in Çin pentatonik sistemine ait bes sesin her birine yükledigi mânâ ve her sesi toplumsal bir sinif veya statü ile izah etmeleri, müzik düsüncesi açisindan oldukça önemlidirBunlarin yaninda, Islâm medeniyet havzasinda El-Kindî, Fârâbî, Ibn Sînâ ve Ihvân-i Safâ gibi düsünce topluluklarinin ortaya koyduklari müzik düsüncesi, gerçekten muhtesem ve Islâm medeniyetine yakisir niteliktedir. Islâm düsünürlerinin bu konudaki çalismalari, hem oldukça yeni, ilginç, heyecan verici ve hem de varlik ve kâinat tasavvur ve tahayyüllerini ortaya koymasi bakimindan dikkat çekicidir. Düsünürlerinin yanisira, Hz. Mevlânâ ile birlikte Sirazli Ruzbahan Baqlî’den baslayarak yakin zamanlara kadar pek çok önemli mutasavvifin yeni, ilginç, ufuk açici ve heyecan verici müzik düsünceleri de önemlidir.Müzigi Düsünmek okurlarimizi, kendini bu konuya hasretmis, hem teorik hem de pratik olarak vukûfiyet sahibi bir entelektüelin yaziya aktarilmis düsünceleriyle bulusturuyor.