Marion Woodman, kendi bedeninin içine tam olarak yerleşemeyen insanların yeme bozuklukları, madde bağımlılığı ve zorlayıcı davranışlarının temelinde manevi doyuma açlık görüyor. Kendi enerjisinden daha büyük bir enerjiye kutsal bir bağlantı kurma ihtiyacı, insanları hayali bir mükemmellik ideali aramaya itiyor. Jungcu analist ise, aileden getirdiğimiz travmaların izini vaka çalışmalarında rüyalar aracılığıyla sürüyor.
Tarih, mitoloji, edebiyat, rüyalar, yeme ritüelleri, beden imajı, seksapalite ve yaratıcılık…
Woodman, modern kadının obezite, anoreksiya ve bulimia üçgeninde yaşadığı bu içinden çıkılması zor duruma Mükemmellik Tutkusu’nda güçlü bir bakış getiriyor.
Bu kitap ciddi yiyiciler ve ciddi içiciler, ciddi ev temizleyenler, hâsılı ciddi herkes içindir.
“Mükemmellik tutkusu, temelinde intihar tutkusudur.”
“Kabul etmek, hayatın meydana gelmesine izin vermek, kendini sevgiye, neşeye, yas ve kayba açmak demektir.”
“Obezin, anoreksiğin ve bulimiğin göbeğinde taşa dönüşen ekmek, sindiremedikleri ruhsal ekmeğin zalim bir parodisidir.”
“Mükemmellik tutkusu, dişiliğe çok az alan bırakan bir gerçekdışılık bağımlılığıdır.”
“Aslında, mükemmeliyet yenilginin kendisidir.”
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli