Muhteşem Gatsby

Muhtesem Gatsby 1920’ler ABD’sinin toplumsal portresini çizerken, “Amerikan rüyasi” düsüncesini elestiriyor.
Genç ve yakisikli zengin Jay Gatsby, zengin muhiti Long Island’daki villasinda çilgin partiler verir ve gösterisli bir hayat sürer. Servetinin kaynagi komsulari arasinda dedikodu konusu olan Gatsby, pahali zevkleri için para harcamaktan kaçinmaz ve adeta sefahat içinde yüzer. Ancak bu isiltili hayatin ardinda, yalniz ve hayal kirikligina ugramis bir adam saklidir: Gatsby’nin hayattaki tek arzusu, geçmisi geri getirmek ve savas öncesinde beraber oldugu sevgilisi Daisy Buchanan ile bir araya gelmektir. Oysa Daisy savas sirasinda evlenmistir ve simdi kizi ve kocasiyla birlikte, Long Island’in karsi yakasinda yasamaktadir...
Birinci Dünya Savasi sonrasinda hizla zenginlesen ABD toplumunda yasanan dönüsümü ele alan Muhtesem Gatsby, zenginlik, asirilik, gösteris ve beraberinde gelen degerler çöküsünün toplumsal güncesi gibidir. Fitzgerald’in basyapiti kabul edilen ve birçok defa tiyatroya ve sinemaya uyarlanan roman, 20. yüzyil Amerikan edebiyatinin da en parlak örnekleri arasinda sayilir.
“Okudugum en zengin roman... yetenegin mucizesi... teknigin zaferi...”
Richard Yates
“Fitzgerald edebi anlamda, gerçekte bir nesil yaratmistir...”
The New York Times