Muhterem Efendim

Firavunlarin bile “Tanrilar tarafindan görevlendirilmis memurlar” olarak algilandigi Misir’da Osman Bayyumi küçük bir arsiv memuru olarak hayata atilir. Ancak ailesi çok yoksul oldugu için egitimini yarim birakan bu genç adamin gözü çok yükseklerdedir. Ne yapip edecek, günün birinde genel müdür olacaktir. Devleti “Allah’in bu dünyadaki mabedi” olarak gören Bayyumi devlete hizmet etmeyi “Allah’a ibadet” gibi de düsünmektedir. Genel müdürlük makami bu ibadetin ilahi bir düzen ve sadakat içinde yapilacagi en iyi, en etkin yerdir. Dolayisiyla bütün hayatini bu biricik amacina uygun olarak düzenleyen genç adamin hedefine ulasabilmek için yapamayacagi sey yoktur. Böylece, evlilik de dahil, her seyden vazgeçerek hedefine dogru yürürken aslinda “insan” olarak kendine yabancilasmasi da kaçinilmazdir. Kendisini adadigi amaci için o bir kenarda ugrasip didinirken hayat denilen irmagin yanindan akip gitmesine de aldirmaz. Peki, sonunda hayalleri gerçek olacak midir?Iste böyle çilginca bir hirsin pençesinde kivranan bir adamin çarpici hikâyesi; kendisinden baska herkesten nefret eden bir adamin öfkeli hikâyesi; hantal bir bürokrasinin merdivenlerini tirmanmaya çalisan kurnaz bir adamin acikli hikâyesi…Ve elbette Necip Mahfuz’un kendine özgü dili ve anlatimiyla…