Modernlesme tarihte daha önce esi görülmemis bir degisim sürecini ifade eder. Bu, yarattigi yenilikler, sundugu imkânlar kadar, dogal olarak oldukça sancili ve gerilimli de bir süreçtir.
Bati’dan baslayarak tüm dünyaya yayilan modernlesmenin temel özelligi, her seyden önce insan eliyle kurulmus siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel tüm yapilarin degisime ugramasi olmustur. Yakin dönemdeki her devlet, her toplum, her birey bu olguyla yüzlesmek zorunda kalmistir. Her birinin bu meydan okuma karsisinda aldiklari tutum, kendi geleneksel aliskanliklarini ve pratiklerini takip etse de genellikle kararsiz ve belirsiz olmustur.
Milli kimliklerini, deger ve inanislari ile sembollerini sekillendirmeye çalisan Batili olmayan ülkelerin, bu meydan okuma karsisinda, modern Bati’nin sömürgeci ve tehditkâr politikalarinin etkisiyle, daha zor ve sarsici bir süreçten geçtikleri söylenebilir.
Bu süreçte yasanan büyük toplumsal hareketlilikle birlikte, siyasi iktidarlarin, bürokrasinin, is dünyasinin, isçi örgütlerinin, üniversite gençliginin ve dinî gruplarin modernlesme karsisindaki tutumlarini ve aralarindaki mücadeleleri gözlemlemek ve incelemek, sosyal bilimlerin, özellikle de siyaset sosyolojisinin en ilgi çekici konusu.
Bu alanda degerli çalismalar yapan, aralarinda E. Gellner, E. Shils gibi taninmis isimlerin oldugu bir ekolün temsilcisi olan S. N. Eisenstadt, bu kitapla özellikle, E. Shils’in ortaya atmis oldugu, ülkemizde de sikça kullanilan, "merkez-çevre" gibi kavramsallastirmalarinin yardimiyla modernlesme olgusunun anlasilmasina önemli katkilarda bulunmaktadir.
Yazar Adı
S. N. Eisenstadt
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli