Milletleşme Sürecinde Azerbaycan Türkleri

Dogu Blokunun çöküsüyle hiz kazanan milliyetçi söylemler veya etnik tartismalar, gündeme sosyal kimlik sorunlarini getirdi. Sosyal kimlik, topluluklarin belli bir toplumsal kimlik kazanmasina, gelismis toplumlar düzeyine yükselmesine yol açtigi gibi, bir sira yapisal degisimlere de hiz vermektedir. Bu bakimdan, sosyal kimlik sorununun gündeme gelmesi toplumsal bir gereksinim olarak algilanmalidir. Sovyet idaresi döneminde Azerbaycan tarihini dogru bir sekilde yazmak ve kimlik sorunlari üzerinde Sovyet ideolojisi karsiti bir fikir olusturmak imkânsizdi. Bagimsizlikla bu baski ortadan kalkmis gözükse de, Azerbaycan Türk toplumunun sosyolojisi üzerine yapilan çalismalar henüz ciddi bir temele oturtulmus degildir. Zira Sovyet döneminde sosyoloji “burjuva bilimi“ olarak degerlendiriliyor, Marksist ideolojiye öncülük taniniyor, yapilan sosyolojik çalisma ve arastirmalar Marksist-Leninist ögretisi çerçevesinde Sovyet Devletinin ideolojik bütünlügünü bozmayacak bir üslûpta ele aliniyordu. Halbuki bugün sosyoloji bilimi, Azerbaycan gibi bagimsizligini yeni kazanmis eski Sovyet toplumlari için yeni bir bilimsel ugras olarak tanimlanmaktadir. Biz burada Azerbaycan Türklerinin son üç yüz yillik tarihini inceleyerek, tarihsel etkiler ve süreçler altinda Azerbaycan Türk toplumunun ulus yapisini, sosyal kimligini ortaya çikarmayi konu edindik. Bu amaçla, Milletlesme Sürecinde Azerbaycan Türkleri’nde, tarihî yapi, kültürel etkilesimler, topluma dayatilmak istenen yeni degerler ve ögretilerle dil ve edebiyat gibi konular çalismanin kapsami içinde degerlendirilmeye çalisilmistir. (Tanitim Bülteninden)