Kızılbaş Ütopya

Riza kenti, Bu-Dünya’dan baska bir yerde, ama hiçbir yerde, bir kent toplum: Tipki More’un Ütopya adasi, Campanella’nin Günes Ülkesi, Bacon’un Yeni Atlantisi ya da Münster’in Yeni Kudüs’ü gibi. Yok Yer’deki Ütopya’yi, yani Riza Kenti’ni algilayabilmek için öncelikle Yok Yer’e tasinilabilmesi için iptal edilmesi gereken Bu-Dünya parçasi anlaminda yurt üzerinde duralim.Kizilbaslikta Yurt dendiginde, bu iki biçimde anlasilir: Birinci yurt, canin gölgesidir. Canin gölgesi bedendir. Her nefes aldigimizda çektigimiz oksijenle canimiz-ruhumuz kendini atese verir; kendini atese vererek, yani yakarak bedene durur. Bunu tek bir birey yaptiginda, bireysel yurt (bireysel beden) ete-kemige bürünür. Bireyler bireysel yurtlari (birey bedenlerini) yan yana getirdiginde toplumsal yurt (birey bedenlerinin toplami) elde edilmis olur. Bu duyan, gülen, aglayan birinci yurttur.Bireysel ve toplumsal yurdun gezindigi yer, bu anlamda hava, su, toprak ve atesle simgelenen doga parçasi ikinci yurttur. Birinci yurda iskence ederek ikinci yurt, ikinci yurda iskence ederek birinci yurt sevilmez: Kizilbaslarin yurtsever olmasi bu nedendendir. Birinci yurt ikinci yurdu; ikinci yurt birinci yurdu dâr’dan indirmesi, yani daha açik bir anlatimla birinci yurt ikinci yurttan, ikinci yurt birinci yurttan rizalik almasi gerekir.