Kant'ın Felsefesi

Königsbergli filozofun düsünceleri, süphe yok ki bir dehanin tüm pariltisina kavusmustur. Güçsüz bir bedenden yükselen ates, insanin ve evrenin sirrina dahil edilme istegini, dogaya karsi ayni ölçülerde, ayni mutlak kesinlikte karsilik verebilme iradesini göstermistir. Kant’in büyüsü simdiye kadar hiç eksilmemistir. Üzerimdeki yildizli gök ve içimdeki ahlâk yasasi yeryüzünde var oldugu müddetçe de bu büyü yasamaya devam edecektir.Akil, ahlâk, metafizik, deger, bilgi, inanç ve yargilarimiz konusunda hiçbir düsünür, Kant kadar elestirel ve kusatici olmamistir. Kant, insan dogasinin kurulusunu tüm nesnelligiyle ele alir. Öncelikli olarak o, kendinden önceki felsefi gelenekleri kendi merkezinde toplamayi basarabilmistir. Kant, tüm duyumcu, emprisist, metafizik cepheleri gözden geçirmis, transendental idealizmin imkânlarini arastirmistir. Etik ve estetik degerler konusunda, yüceye dair bilgimizi ortaya koymustur. Aklin bilinebilir sinirlarini göstermis, ahlâk metafiziginin ilkelerini saptamstir. Yani, Ne bilebiliriz?sorusuna, aklin bundan daha az önemli olmayan baska bir sorusunu ilâve etmistir: Ne yapmaliyiz? Nihayetinde, teorik akil ile pratik akli temel bir sorun olarak günyüzüne çikarabilmistir.Kant’in felsefesi insanin içinde bir ‘özne’ olarak yer aldigi kusursuz bir matematige benzer. Doganin özgürlügü ile insanin ödev ahlâki, inis ve çikislariyla birlikte, bu müzigin notalarini olusturur. Akil ve duygu, iyi ve kötü gibi bütün karsitliklar bu denklemin her iki tarafinda yer alir ve Kantçi felsefede mükemmel çözüme kavusurlar.Bu kitapta, Kantçi düsüncenin en önemli yorumcularindan kabul edilen Heinz Heimsoeth, Kant felsefesinin özüne dair çetrefil meseleleri, sade bir üslup, berrak bir anlatim ve büyük bir ustalikla çözümlemektedir.