Johnny Panik ve Rüyaların Kutsal Kitabı

Yasama yönelik hassasiyetlerini yapitlarina yansitan Sylvia Plath, kisa ömrüne ragmen edebiyat tarihine geçen yazarlardandi. Hayattayken daha çok sair yaniyla bilinen Plath, ölümünden sonra kisiligiyle ve özgeçmisiyle neredeyse efsanelesti. Bunlarin ötesinde, hem psikiyatrik tedavilerini, çocuklugunda yasadigi hüsranlari, üniversite yillarini ve sair kocasiyla gelgitli iliskilerini yansitan, hem de oldukça zeki bir genç kadinin yeteneginin emareleri olan öyküleri de sadece “Plath’onikler” degil, iyi edebiyat meraklilari için de gizli bir hazinedir.
Ilk basimi, popüler dergilerde yayimlanmis on üç öykünün derlemesi olarak sunulan Johnny Panik ve Rüyalarin Kutsal Kitabi, Plath’tan kalan arsivin tekrar elden geçirilmesiyle ortaya çikan malzemenin isiginda genisletilmis ve hem yayimlanmis diger öykülerinin hem de güncesindeki kurgusal notlariyla öykü taslaklarinin eklenmesiyle Sirça Fanus disindaki tüm düzyazilarini barindiran önemli bir yapit haline gelmistir.