İstanbul Rum Patrikhanesi

Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi boyunca tabu addettigi konularin basinda gelen azinliklar konusu, özellikle doksanli yillarla birlikte Türkiyeli arastirmacilarin gündeminde eskisine oranla daha agirlikli bir yere sahip oldu. Genelde hâkim konumda olan ve defansif/milliyetçi kaygilarla konuyu ele alip, ideolojik bir karsi durusu korumaya çalisanlarin yanisira, yeni kaynaklara, yeni yaklasimlara kapi açan arastirmalar da var... Elçin Macar’in bu çalismasi, sadece “netameli“ sayilmis bir konu olarak Istanbul Rum Patrikhanesi’nin Cumhuriyet tarihi içindeki serüvenini dile getirmekle kalmiyor; konunun hiçbir derinligi olmadan, günlük iç ve dis siyasî çekismelerle sinirli olarak ele alinis tarzini terk etmeyi öneren bir derinligi de tasiyor. Macar, bu kitabiyla iki milliyetçilik arasinda sikismis, ötekilesmis, ideolojik açidan suistimal edilmis bir kurum olan Istanbul Rum Patrikhanesi’ne, hem teorik hem de metodolojik açidan bugüne kadar egemen olan anlayistan farkli bir yaklasim getirmeyi amaçliyor ve yitirilmis dinsel çesitliligin yakin tarihteki izlerini sürüyor.
(Arka Kapak)